https://islamansiklopedisi.org.tr/el-akidetur-rukniyye
Tam adı el-ʿAḳīdetü’r-Rükniyye fî şerḥi lâ ilâhe illallāh Muḥammedün resûlullāh’tır. Brockelmann eserin adını Şerḥu lâ ilâhe illallāh şeklinde kaydetmiştir (bk. GAL Suppl., II, 946).
Allah’ın varlığı kâinatın şahitliğiyle apaçık bilindiği halde onun mahiyetine insanın akıl erdiremeyeceğine dikkat çekmekle başlayan eser, bir giriş ve üç bölümden oluşur. Kelime-i şehâdetin tefsiri durumundaki girişte imanın tarifi ile esasları sıralanarak kadere imanın Allah’ın sıfatlarına imana, kitaplara, peygamberlere ve âhirete imanın da Hz. Muhammed’in nübüvvetine imana dahil olduğu belirtilir; böylece iman esasları iki asılda toplanmış olur. İmanın mahiyeti ve mukallidin imanı konusuyla giriş tamamlanır.
İlâhiyyât konularının incelendiği birinci bölüm elli altı fasıldan meydana gelmiştir. Genellikle kısa olan bu fasıllarda âlemin sonlu oluşu (tenâhî-i âlem), âlemin Allah’ın varlığına ait deliller taşıdığına ve ilâhî sıfatların tecelligâhı olduğuna iman etmenin farziyeti, imkân prensibine dayanan isbât-ı vâcib delili, Allah’ı yaratıklara benzetmenin imkânsızlığı, Müşebbihe, Hulûliyye ve mutasavvıfların görüşlerinin reddi, selbî ve sübûtî sıfatlar, haberî sıfatların te’vili, vücûd-zât ve zât-sıfat ilişkisi, âlemin yaratılış gayesi, hikmet sıfatı, Allah’a zulüm isnadının reddi, teklîf-i mâ lâ yutâk, kulların fiillerinin yaratılışı, hayvanların fiilleri, Allah’ın sıfatları arasındaki uyum, sıfatların sonsuzluğu, Allah’ın görülmesinin (rü’yetullah) hem dünya hem de âhirette mümkün olduğu, zât-ı ilâhînin mahiyetini bilmenin imkânsızlığı, şekāvet ve saadetin kadere bağlı olduğu ve diğer ilâhiyyât konuları aklî ve naklî delillerle açıklanır.
Nübüvvât konularının yer aldığı ikinci bölüm yirmi iki fasla ayrılmıştır. Bu bölümde nübüvvetin aklen mümkün oluşu ve ispatı, peygamberlikle ilgili diğer konularla nebîliğin ölümden sonra devam etmesi, nebînin ictihadı, Hz. Muhammed’in nübüvveti, nebî-velî mukayesesi gibi konulara yer verilir. Müellif burada peygamberler arasında derece farkı bulunmadığını, peygamberlerin vasıflarından olan ismetin velîlikte söz konusu olmadığını belirtir. Hilâfete dair meseleler de bu bölümde incelenir.
Sem‘iyyât konularına ayrılan ve elli üç fasıldan oluşan üçüncü bölümde meleklere ve kitaplara iman, imanın mahiyeti ve rükünleri, hüsün-kubuh, mârifet-iman münasebeti, günahların sevaplar üzerindeki etkisi, büyük günah (kebîre), tekfir, kabir ziyareti, tövbenin şartları, katilin kısastan önceki tövbesi, kebîreden tövbe etmenin küçük günaha (sagīre) tesiri, dinî ilimleri öğrenmenin farz oluşu, gaybı sadece Allah’ın bileceği, şeytan ve cinlerin varlığı, sihir ve nazarın tesiri, halâ nazariyesi, cennet ve orada görevli bulunanların şu anda mevcut olduğu ve ölümsüzlüğü, kabir azabı ve nimeti, kıyametin vukuu ve diğer âhiret halleri anlatılır.
el-ʿAḳīdetü’r-Rükniyye Mâtürîdiyye mezhebinin müteahhir devirdeki kaynaklarından biri olup her akaid kitabında bulunmayan bazı meselelere temas etmesi ve çeşitli konulardaki Mâtürîdiyye’ye ait görüşleri nakletmesi bakımından önemlidir. Ebû Hanîfe, İmam Mâtürîdî, Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Ebü’l-Muîn en-Nesefî’den nakillerin de yer aldığı eserde Müşebbihe, Hanbeliyye, Mu‘tezile, Eş‘ariyye, Haşviyye ve Müneccime gibi belli başlı mezhep ve akımların görüşleri, ayrıca zındıkların, mutasavvıf ve filozofların fikirleri aklî ve naklî delillerle çürütülmeye çalışılır. Eser Mustafa Sinanoğlu tarafından tahkik edilerek yayımlanmıştır (İstanbul 2008).
BİBLİYOGRAFYA
Ubeydullah es-Semerkandî, el-ʿAḳīdetü’r-Rükniyye, Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1691.
Brockelmann, GAL Suppl., II, 946.