FETHİ PAŞA - TDV İslâm Ansiklopedisi

FETHİ PAŞA

Müellif: DAVUT HUT
FETHİ PAŞA
Müellif: DAVUT HUT
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2020
Erişim Tarihi: 09.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/fethi-pasa
DAVUT HUT, "FETHİ PAŞA", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/fethi-pasa (09.11.2024).
Kopyalama metni

Ahmed Fethi, Eyüp’te Abdullah Paşa Yalısı’nda doğdu. Enderun’dan yetişme Rodoslu Rikâbdar Hâfız Ahmed Ağa’nın oğludur. 1809’da Enderun’a alındı, 1826’da Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye’nin çekirdeğini oluşturan Enderun Ağaları Bölüğü’ne girdi. 1827’de binbaşılığa, 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında gösterdiği yararlılıklar sebebiyle miralaylığa ve ardından padişah yaverliğine yükseldi. 1830’da mirlivâ, ertesi yıl hassa feriki rütbelerini aldı. 1835’te Avusturya İmparatoru Ferdinand’ın tahta geçişini tebrik için Viyana’ya geçici elçi olarak gönderildi ve ertesi yıl görevi sürekli hale getirildi. 25 Temmuz 1837’de elçilik görevi üzerinde kalmak kaydıyla vezirlik rütbesiyle Aydın valiliğine tayin edildi. 1837’de Âlî Efendi ile (Paşa) birlikte Saint Petersburg’da yapılan askerî tâlimleri izlemek üzere Rusya’ya gitti. 28 Ocak 1838’de Aydın müşirliği yanında Londra elçiliğiyle görevlendirildi (Takvîm-i Vekāyi‘, nr. 160, 2 Zilkade 1253, s. 1). Aynı düzenlemeyle Paris büyükelçiliğine tayin edilen Mustafa Reşid Paşa’nın işlerinin yoğunluğu dolayısıyla görev yerine gidememesi üzerine Fethi Paşa’nın onun yerine Paris büyükelçiliğine tayini ve Paris’e geçmeden önce İngiltere Kraliçesi Victoria’nın taç giyme törenine katılarak padişahı temsil etmesi kararlaştırıldı (Takvîm-i Vekāyi‘, nr. 164, 11 Safer 1254, s. 2-3). Ancak 28 Haziran 1838’de yapılan törene yetişemedi ve padişahı Londra Sefiri İbrâhim Sârım Paşa temsil etti. 20 Ağustos’ta Londra’ya ulaştı, 30 Ağustos’ta kraliçeye takdim edildi ve görev yeri olan Paris’e geçti. II. Mahmud döneminde İngiltere’den borç alınması için Fethi Paşa görevlendirildi, fakat bu girişim sonuçsuz kaldı. 1839’da Abdülmecid’in tahta çıkması üzerine İstanbul’a döndü ve Meclis-i Vâlâ üyeliğine tayin edildi. 8 Ocak 1840’ta Ticaret nâzırı oldu. Bu arada II. Mahmud’un kızı Atiye Sultan’la nişanlandı. Fethi Paşa aslında Şemsinur Hanım’la evliydi. 7 Ağustos 1840’ta başlayan ve yedi gün süren gösterişli bir düğünle Atiye Sultan’la evlendi ve onun Bebek’teki çifte sarayında yaşamaya başladı, ancak Atiye Sultan’ın erken ölümü üzerine tekrar Kuzguncuk’taki yalısına döndü.

Serasker değişikliği esnasında bir ara serasker kaymakamlığı yaptı. Daha sonra Mayıs 1842’de Meclis-i Vâlâ üyeliğine, 8 Kasım 1843’te Meclis-i Vâlâ reisliğine getirildi. 20 Mart 1845’te Mühimmat-ı Harbiyye nâzırı ve 10 Ağustos’ta ilâveten Tophane müşiri oldu. 26 Şubat 1853’te ikinci defa Ticaret nâzırlığına tayin edildi, ardından tekrar Tophane müşirliğine getirildi. 9 Eylül 1857’de azledildiyse de 22 Ekim’de son defa Tophane müşirliğine getirildi ve ölünceye kadar bu görevini sürdürdü. Haziran 1850’de Sultan Abdülmecid’in Girit’i kapsayan Akdeniz seyahatine katılmıştı. Ocak 1853’te kendisine birinci rütbeden Mecîdî nişanı verildi. 14 Şubat 1858’de uzun süreden beri devam eden nefes darlığından öldü. Mezarı Divanyolu’nda II. Mahmud Türbesi hazîresindedir.

İyi bir asker ve dirayetli bir devlet adamı olan Fethi Paşa aynı zamanda iyi bir hatipti, Batı kültürüne âşina bilgili bir aydındı. II. Mahmud kendisini çok severdi. Mustafa Reşid Paşa ile sürekli bir rekabet ve çekişme içinde olmuştur. Damatlığının yanı sıra Fransızca bilmesi, Batı’yı iyi tanıması, önemli görevlerde bulunması Fethi Paşa’nın saltanat müsteşarı gibi hareket etmesine yol açmıştır. Fethi Paşa’nın Mahmud Celâleddin, Mehmed Besim, Güzide ve Yegâne adlarında dört çocuğu vardı. Bunlardan ilki II. Abdülhamid tarafından, amcası Sultan Abdülaziz’in katlinde rol oynadığı iddiasıyla Midhat Paşa ile birlikte Tâif’e sürülüp orada öldürülen ve Sultan Abdülmecid’in kızı Cemile Sultan’ın eşi olan Damad Mahmud Celâleddin Paşa’dır. Güzide Hanım, Mâbeyin Müşiri Eğinli (İngiliz, Büyük) Said Paşa’yla evliydi. Fethi Paşa’nın Atiye Sultan’la evliliğinden de Seniye Hanımsultan ile Feride Hanımsultan adlı iki kızı olmuştur.

Fethi Paşa aynı zamanda Türk müzeciliğinin öncüsüdür. 1846’da bazı eski silâhları Aya İrini Kilisesi’nde toplayarak Osmanlılar’da ilk müzeyi kurmuştur. Kilisenin avluyu saran revaklarının araları camekânlarla kapatılarak oluşturulan galerilerden biri eski silâhlar (Mecma-ı Esliha-i Atîka); diğeri ise arkeolojik eserler (Mecma-ı Âsâr-ı Atîka) koleksiyonuna tahsis edilmiştir. Müzede çeşitli bölgelerden gönderilen Antikçağ eserleri de sergilenmekteydi. Ayrıca bu müzede yeniçeri kıyafetli mankenler de mevcuttu. Avrupaî zevkleri olan Fethi Paşa, Dolmabahçe Sarayı’nın inşası ve donatılmasında önemli rol oynamıştır. Tophane nâzırı iken Abdülmecid’in emriyle Beykoz Paşabahçe’de bir cam ve billûr fabrikası kurdurarak Türk cam sanayiinin gelişmesine, Beykoz camları ve çeşmibülbüllerle cam sanatına büyük katkıda bulunmuştur. Burada üretilen camlar 1855’teki Paris Sergisi’nde madalya kazanacak derecede beğenilmiştir. Fethi Paşa aynı zamanda papa ile görüşen ilk Osmanlı devlet adamıdır.

Fethi Paşa öldüğünde geriye büyük bir mal varlığı ile devlet hazinesine ve şahıslara 1 milyon kuruştan fazla borç bırakmış, borcun büyük bir yekün tutmasında Avrupa tarzı zevkleri ve lükse düşkünlüğü etkili olmuştur. Paşanın İstanbul’da tabak ve tuğla fabrikaları, arsaları, çiftlikleri, maden ve şirket hisseleri, Adana, Yenişehir (Bursa) ve Çeşme’de han, mağaza, dükkân ve çiftlikleri vardı. Ayrıca Karacaahmet Mezarlığı’ndaki cami ile Rodos’ta kütüphane, mektep ve saat kulesi gibi eserleri, Rodos ve İzmir dahil çeşitli yerlerde çok sayıda vakıfları mevcuttu. Osmanlı sivil mimarisinin günümüze ulaşan nâdir eserlerinden biri olan Fethi Ahmed Paşa Yalısı (Pembe Yalı, Mocan Yalısı), Üsküdar ile Kuzguncuk arasında ve Paşalimanı mevkiinin biraz ilerisindedir. Arkasındaki, Kuzguncuk sırtlarına kadar uzanan tarihî Fethi Paşa Korusu’nun ayrılmaz bir parçası olan yalı dış görünüşü ve planı itibariyle eski yalı mimarisinin nâdir örneklerindendir (bk. FETHİ AHMED PAŞA YALISI). Fethi Paşa, 1856’dan itibaren küçük vapurlarla Haliç’te yolcu ve eşya taşıma imtiyazına sahipti. Bu imtiyaz ölümünden sonra oğlu Mahmud Celâleddin Paşa’ya intikal etmiştir.


BİBLİYOGRAFYA

.NZD, nr. 252/37, 265/84, 270/70, 282/37, 299/13, 303/7, 304/60, 305/51, 317/39, 322/78, 339/93, 344/23, 359/29, 367/39, 412/55.

, nr. 212/50.

.MVL, nr. 135/57.

.MHM, nr. 10/8.

, İ.DH, nr. 16460, 30728/1, 31353.

, İ.MMS, nr. 8182.

, DH.MKT, nr. 1580/51.

, Cevdet-Maliye, nr. 27220.

, Mabeyn Dosyaları, nr. 82/88, 118/54.

Üsküdar Şer‘iyye Sicilleri, nr. 733, s. 37; nr. 738, s. 66; nr. 739, s. 36; nr. 741, s. 92; nr. 742, s. 131-132; nr. 743, s. 55-56, 87-88; nr. 745, s. 5, 84, 95; nr. 746, s. 25.

, IV, 58, 64.

a.mlf., , s. 38.

Lutfî, Târih (haz. Yücel Demirel), İstanbul 1999, IV-V, 851-852, 917, 928, 964; VI-VIII, 1033, 1057-1058.

Wendy M. K. Shaw, Osmanlı Müzeciliği, İstanbul 2004, s. 43-54.

Önder Küçükerman, “Tanzimat Dönemi Devlet Adamlarından Fethi Ahmed Paşa ve Türk Cam Sanayiinin Gelişimine Katkıları”, Sinan Genim’e Armağan-Makaleler, İstanbul 2005, s. 458-481.

Ali Akyıldız, Haliç’te Seyrüsefer: Haliç Vapurları Şirketi ve Faaliyetleri, İstanbul 2007, s. 21-22, 32, 127, 129.

Neval Konuk, Midilli, Rodos, Sakız ve İstanköy’de Osmanlı Mimarisi, Ankara 2008, s. 144, 157, 160.

Davut Hut, “Ahmed Fethi Paşa (1801-1858) Yalısı ve Korusu”, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu VI: 6-9 Kasım 2008: Bildiriler (ed. Coşkun Yılmaz), İstanbul 2009, I, 621-634.

Takvîm-i Vekāyi‘, sy. 160, İstanbul 2 Zilkade 1253, s. 1; sy. 164 (11 Safer 1254), s. 2-3.

Ömer Eğecioğlu, “Kraliçe Victoria’nın Taç Giyme Töreni ve Fethi Ahmed Paşa”, Toplumsal Tarih, sy. 211, İstanbul 2011, s. 68-72.

Serap Sunay, “Tanzimat’ın İlk Saray Düğünü: Sultan II. Mahmud’un Kızı Atiyye Sultan’ın Ahmed Fethi Paşa ile Evlenmesi”, , LXXVII/278 (2013), s. 119-145.

“Fethi Ahmed Paşa”, , X, 5708-5709.

Semavi Eyice, “Arkeoloji Müzesi ve Kuruluşu”, , VI, 1596-1599.

Cengiz Bektaş, “Fethi Ahmed Paşa”, , III, 298-299.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2020 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 450-451 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER