https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-seref-el-kayrevani
390 (1000) yılında Kayrevan’da doğdu. Yemen’den Şam’a göç eden Cüzâm kabilesine mensuptur. Kuzey Afrika’nın fethine katılan ailesi daha sonra Kayrevan’a yerleşmişti. İbn Şeref ilk tahsilini Kayrevan’da yaptı. Ebû İmrân el-Fâsî ile Ebü’l-Hasan el-Kābisî’den fıkıh okudu; Ebû İshak el-Husrî ile Muhammed b. Ca‘fer el-Kazzâz gibi âlimlerden başta dil ve edebiyat olmak üzere çeşitli konularda ders aldı. İfrîkıye Emîri Muiz b. Bâdîs dinî ilimler, şiir, dil ve edebiyat alanlarında kendini çok iyi yetiştiren, ayrıca zekâsı, kabiliyeti ve sağlam karakteriyle dikkat çeken İbn Şeref’i himayesine aldı. İbn Şeref, bu sırada Dîvân-ı İnşâ reisi Ali b. Ebü’r-Ricâl ile İbn Reşîḳ el-Kayrevânî ve Muhammed b. Habîb el-Kalânisî gibi edip ve âlimlerle tanıştı (Resâʾilü’l-intiḳād, neşredenin girişi, s. 9). Bir ilim, kültür ve sanat merkezi olan Kayrevan’da bulunması onu daha çok okuma ve araştırmaya sevketti. Emîr Muiz b. Bâdîs’in İbn Şeref’in yanı sıra İbn Reşîḳ’e de iltifat etmesi iki âlim arasında zıtlaşma ve hicivleşmeye yol açtı. Ancak İbn Şeref ve İbn Reşîḳ’in aralarındaki rekabeti yansıtan risâleleri günümüze ulaşmamıştır.
İbn Şeref, Muiz b. Bâdîs’le beraber Mehdiye’ye, ardından da Sicilya’ya gitti. İbn Reşîḳ, Muiz b. Bâdîs’in himayesine girmeden önce İbn Şeref’le dostça yazıştıklarını, İbn Şeref’in Sicilya’ya geçmesinden sonra aralarındaki rekabetin tekrar dostluğa dönüştüğünü söylemektedir. İbn Şeref’in Sicilya’dan İbn Reşîḳ’e yazdığı mektupta kendisini özlediğini belirterek Sicilya’ya gelmesini istemesi de bunu doğrulamaktadır. İbn Reşîḳ mektubu alınca Sicilya’ya gitti; iki dost burada bir süre kaldıktan sonra İbn Şeref Endülüs’e dönmeyi teklif ettiyse de İbn Reşîḳ Sicilya’da kalmak istediğini bir şiirle kendisine bildirdi. Bunun üzerine tek başına Endülüs’e dönen İbn Şeref çeşitli şehirleri dolaşmasının ardından İşbîliye’ye (Sevilla) yerleşti ve 1 Muharrem 460’ta (11 Kasım 1067) burada vefat etti. Oğlu Ebü’l-Fazl Ca‘fer de edip ve şairdi.
İbn Şeref V. (XI.) yüzyılda Kayrevan’ın en güçlü edip, şair ve tenkitçisi olarak kabul edilir. İbn Reşîḳ ile birbirlerini övücü sözleri de bulunmakta, özellikle İbn Reşîḳ’in İbn Şeref’in şairliğinden ve şiirlerinden övgüyle söz ettiği görülmektedir (Ünmûẕecü’z-zamân, s. 340). Ancak İbn Fazlullah el-Ömerî, aralarındaki rekabeti dikkate alarak İbn Şeref’in meziyetlerinin İbn Reşîḳ’in söylediklerinden çok daha fazla olabileceğine işaret etmiştir (Dîvân, neşredenin girişi, s. 25-26). Kayrevan, Sicilya ve Endülüs’te divan kâtipliği yapan İbn Şeref edebî bir üslûpla kaleme aldığı eserlerinde secili ifadelere yer vermişse de dili akıcıdır (Mustafa Abdülvâhid, s. 20). Onun şiirlerinin çoğunu medih, gazel, mersiye, tasvir, fahr, zühd ve itâb türü şiirleri oluşturur. Az sayıda hicivleri de vardır. Kayrevan’dan ayrıldıktan sonra bu şehre her zaman hasret duymuş, onun için mersiyeler ve özlem şiirleri nazmetmiştir. Ayrıca Muiz b. Bâdîs’in beğenisini kazanan lugaz şiirleri de yazmıştır.
Eserlerinden geniş bir kültüre sahip olduğu anlaşılan İbn Şeref nesirde daha çok makāme türünü benimsemiş, bu tür yazılarında Bedîüzzaman el-Hemedânî ile Harîrî’de olduğu gibi toplumsal konular üzerinde durmuştur. Aynı zamanda iyi bir edebiyat eleştirmeni olan İbn Şeref’e göre tenkit bir ilim değil bir zevk ve kabiliyettir (Resâʾilü’l-intiḳād, s. 38). Nesirde daha çok anlama önem verirken şiir tenkidinde lafız, mâna, vezinle ilgili birtakım esasları dikkate almış, bunlar için bazı ilkeler ortaya koymaya çalışmıştır.
Eserleri. 1. Dîvân. İbn Şeref’in beş büyük ciltten meydana geldiği rivayet edilen divanı günümüze ulaşmamıştır. Hasan Zikrî Hasan’ın çeşitli eserlerde bulunan şiirlerini bir araya getirmek suretiyle oluşturduğu Dîvân (Kahire 1983) 600 beyitten ibarettir. Nâşir, alfabetik sıraya koyduğu şiirlerdeki yazım hatalarını düzeltmiş, bazı yerlerde açıklamalar yapmıştır. Abdülazîz el-Meymenî’nin, İbn Reşîḳ ve İbn Şeref’in şiirlerinden seçmeler yaparak en-Nütef min şiʿri İbn Reşîḳ ve zemîlihî İbn Şeref adıyla yayımladığı eserde (Kahire 1343) İbn Reşîḳ’in daha fazla şiiri bulunmaktadır.
2. Resâʾilü’l-intiḳād fî naḳdi’ş-şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ (Mesâʾilü’l-intiḳād). İbn Şeref’in hayatının sonlarında Sicilya’da iken kaleme aldığı anlaşılan eser (Resâʾilü’l-intiḳād, s. 21), Ebü’r-Reyhân Salt b. Seken adını verdiği hayalî bir şahsa yazdığı edebî tenkide dair mektuplardan meydana gelmekte olup Bedîüzzaman el-Hemedânî’nin Maḳāmât’ına nazîre olarak telif edilmiştir. Eserde, Câhiliye devrinde ve İslâmî dönemde yaşayan elliden fazla şairin şiirlerinin mukayesesi ve eleştirisi yapılmıştır. Resâʾilü’l-intiḳād, ilk defa Tunus’ta bulunan bir nüshaya dayanılarak Hasan Hüsnî Abdülvehhâb tarafından neşredilmiş (Mecelletü’l-Muḳtebes, Dımaşk 1330, s. 40-100), bu neşir Selâhaddin el-Müneccid tarafından gözden geçirilip hataları düzeltilerek tekrar yayımlanmıştır (Beyrut 1404/1983). Eser, yanlışlıkla İbn Şeref’in diğer bir kitabının ismi olan Aʿlâmü’l-kelâm adıyla da neşredilmiştir (Kahire 1344). Bu yanlışlığa, söz konusu neşre esas olan Resâʾilü’l-intiḳād nüshası üzerine bu adın yazılmış olması sebep olmuştur (Mustafa Abdülvâhid, s. 26). Muhammed Kürd Ali’nin de yayımladığı eseri (Resâʾilü’l-büleġā içinde, Dımaşk 1365/1949, s. 302-344) Charles Pellat Fransızca tercümesiyle birlikte Questions de critique littéraire adıyla neşretmiş (Cezayir 1953), Umberto Rizzitano ise eser ve müellif hakkında bir girişle birlikte Resâʾilü’l-intiḳād’ı İtalyanca’ya çevirmiştir (bk. bibl.). Eserin aslının çok hacimli olup önemli kısmının günümüze ulaşmadığı belirtilmektedir (Resâʾilü’l-intiḳād, neşredenin girişi, s. 7-8).
3. Ebkârü’l-efkâr. İşbîliye Emîri Mu‘tazıd İbn Abbâd’a takdim edilen eser mev‘iza, atasözü, kısa hikâye vb. seçme parçalardan oluşur (yazma nüshası için bk. DMBİ, IV, 83).
İbn Şeref’in diğer eserleri de şunlardır: Aʿlâmü’l-kelâm, Lümaḥu’l-mülaḥ, Maḳāmât, Târîḫu İbn Şeref (a.g.e., IV, 83). Sâliha Muhammed Ali el-Hafâcî, er-Rûḥu’l-İslâmiyye fî şiʿri İbn Şeref adıyla bir yüksek lisans çalışması yapmıştır (1403, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi).
BİBLİYOGRAFYA
İbn Şeref el-Kayrevânî, Dîvân (nşr. Hasan Zikrî Hasan), Kahire 1983, neşredenin girişi, s. 19-32.
a.mlf., Resâʾilü’l-intiḳād (nşr. Hasan Hüsnî Abdülvehhâb), Beyrut 1404/1983, neşredenin girişi, s. 5-18.
İbn Reşîḳ el-Kayrevânî, Ünmûẕecü’z-zamân (nşr. M. el-Arûsî el-Matvî – Beşîr el-Bekkûş), Tunus 1406/1986, s. 340-346.
Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, XIX, 37-43.
Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, I, 114.
Safedî, el-Vâfî, III, 97.
Hannâ el-Fâhûrî, Târîḫu’l-edebi’l-ʿArabî fi’l-Maġrib, Beyrut 1982, s. 109-130.
Mustafa Abdülvâhid, İbn Şeref el-Ḳayrevânî, Mekke 1402/1982.
M. Tâhâ el-Hâcirî, İbn Şeref el-Ḳayrevânî, Beyrut 1983.
Abduh Abdülazîz Kalkīle, el-Belâṭu’l-edebî li’l-Muʿiz b. Bâdîs, Riyad 1983, s. 179-185, 884-888.
Ömer Ferruh, Târîḫu’l-edeb, IV, 564-565.
İhsan Abbas, Târîḫu’n-naḳdi’l-ʿArabî ʿinde’l-ʿArab, Beyrut 1404/1983, s. 461-469.
Umberto Rizzitano, “Ibn Saraf al-Qayrawani e la sua Risalah al-Intiqad”, RSO, XXXI (1956), s. 51-72.
Ch. Pellat, “Ibn S̲h̲araf al-Ḳayrawānī”, EI2 (İng.), III, 936-937.
M. Ali Lisânî Fişârekî, “İbn Şeref Ḳayrevânî”, DMBİ, IV, 81-84.