https://islamansiklopedisi.org.tr/ibnul-gars
15 Muharrem 833’te (14 Ekim 1429) Kahire’de doğdu. Büyük dedesi Halîl’in lakabına nisbetle İbnü’l-Gars diye anılır. Şehâbeddin İbnü’l-Müsdî’den Kur’an okudu ve hıfzını tamamladı. İbnü’l-Hümâm ve öğrencisi Seyfeddin İbn Kutluboğa, İbnü’d-Deyrî, Ebü’l-Fazl el-Mağribî, Burhâneddin el-Hindî, Adudüddin es-Sayrâmî, Emînüddin el-Aksarâyî gibi âlimlerden Arapça, kelâm, fıkıh ve fıkıh usulü, belâgat, mantık dallarında öğrenim gördü. Birçok defa hacca giden İbnü’l-Gars’ın bu seyahatlerinde bir müddet Mekke’de ikamet ettiği ve 870’teki (1466) hacdan sonra burada kalıp öğrencilerine ders verdiği bilinmektedir. Birkaç defa Mısır Hanefî başkadılığı için adı geçen İbnü’l-Gars, Başkadı İbnü’d-Deyrî ve onun ardından göreve gelen kadıya vekâlet etti. Kâfiyeci’den sonra Türbetü’l-Eşrefiyye, Nûreddin İbnü’l-Münâvî’den sonra da el-Câmiu’z-Zeynî’nin meşihatlığına getirildi; ayrıca Kubbetü’s-Sâlih’te ve el-Cemâliyyetü’l-Cedîde’de fıkıh dersleri verdi.
İbn Uht Medyen vasıtasıyla tarikata intisap eden İbnü’l-Gars tasavvuf ehlinin sözlerine ilgi duydu ve onları inceledi. Bundan dolayı Ebü’l-Hasan el-Bikāî’nin İbnü’l-Fârız’ın “el-Ḳaṣîdetü’t-tâʾiyye”sinde ortaya koyduğu görüşlerine yönelttiği tenkitlere müstakil bir eserde cevap verdi. Sehâvî, Bikāî’nin İbnü’l-Gars’ı şairliği ve yazarlığı yönüyle tanıttıktan sonra onun Hallâc-ı Mansûr, Muhyiddin İbnü’l-Arabî ve İbnü’l-Fârız’a tâbi olan ve vahdet-i vücûd görüşünü savunanların ileri gelenlerinden olduğunu ifade ettiğini belirtmiştir. Sehâvî ayrıca, üstün bir zekâya sahip olan İbnü’l-Gars’ın satranç oyununda çok maharetli olduğunu, bir bayram günü Mina’da dahi kendisini satranç oynarken gördüğünü söylemiştir. İbnü’l-Gars Rebîülâhir 894’te (Mart 1489) Kahire’de vefat etti. Bazı kaynaklarda 932 (1526) olarak zikredilen tarih oğlu Ebü’l-Yümn Muhammed İbnü’l-Gars’ın ölüm yılıdır.
Eserleri. 1. el-Fevâkihü’l-bedriyye fi’l-aḳżıyeti’l-ḥükmiyye (Âdâbü’l-ḳuḍât, Risâle fi’l-ḳaḍâʾ). Muhammed Sâlih el-Cârim er-Reşîdî tarafından el-Mecâni’z-zehriyye ʿale’l-Fevâkihi’l-bedriyye adıyla şerhedilerek basılmıştır (Kahire 1326/1908). Kâtib Çelebi, yanlış olarak bu eserin 22 Cemâziyelevvel 949’da (3 Eylül 1542) tamamlandığını kaydetmiştir (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1293).
2. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’t-Teftâzânî li’l-ʿAḳāʾidi’n-Nesefiyye (Âtıf Efendi Ktp., nr. 1305, 1306; Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2290, Yenicami, nr. 743, Hasan Hüsnü Paşa, nr. 1165, Pertev Paşa, nr. 638; Köprülü Ktp., Ahmed Paşa, nr. 336; İÜ Ktp., AY, nr. 2586).
3. Risâle fî ḥükmi’l-mâʾi’l-müstaʿmel (yazmaları için bk. Brockelmann, GAL, II, 310; Suppl., II, 94). Kaynaklarda kendisine ayrıca Risâle fi’t-temânuʿ (Risâle fî burhâni’t-temânuʿ) adlı bir eser nisbet edilen İbnü’l-Gars’ın (Sehâvî, IX, 221; Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 856) şiirleri de bulunmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
Sehâvî, eḍ-Ḍavʾü’l-lâmiʿ, IX, 220-221.
İbn İyâs, Bedâʾiʿu’z-zühûr, III, 263.
Kâtib Çelebi, Süllemü’l-vüṣûl ilâ ṭabaḳāti’l-fuḥûl, Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1887, vr. 227a.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 856; II, 1145, 1293.
Serkîs, Muʿcem, I, 197; II, 1668.
Brockelmann, GAL, II, 310; Suppl., II, 94, 424.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 231.
Ziriklî, el-Aʿlâm, VII, 280-281.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, XI, 277, 301.
Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 105-106.
Cezzâr, Medâḫilü’l-müʾellifîn, II, 1090-1091.