https://islamansiklopedisi.org.tr/ishak-b-kundacik
Halife Mu‘temid-Alellah 259’da (873), on dört yıldan beri Basra ve civarını hâkimiyetleri altında tutan Zencîler’e karşı Türkler’den oluşan bir ordu hazırladı ve kumandanlığına Mûsâ b. Boğa el-Kebîr’i getirdi. Mûsâ’nın emîrlerinden olan İshak b. Kündacık da (Kündac) on ay kadar süren savaşlar sırasında Zencîler için Basra’ya gelecek olan erzak ve mühimmat yollarını kesmekle görevlendirildi. Bu görevi başarıyla yerine getiren İshak, Mûsâ b. Boğa’nın yerine geçen oğlu Ahmed’in Mûsâ b. Otamış’ı Diyârırebîa’ya vali olarak göndermesini kabullenmeyip kendine bağlı birliklerle Dicle kıyısındaki Beled şehrine gitti. Buradaki Ya‘kūbî hıristiyanlarını hâkimiyeti altına aldıktan sonra Nusaybin ve civarını da kendine bağladı (266/879). Ardından Musul’a geçti ve muhtemelen aynı yıl Musul, Diyârırebîa ve İrmîniye valiliğine getirildi. Îsâ b. Şeyh, İshak b. Eyyûb ve Ebü’l-Mağrâ b. Mûsâ’nın kurduğu üçlü ittifak kuvvetlerini Nusaybin’de mağlûp eden İshak b. Kündacık onları Âmid’e kadar takip etti ve mallarına el koydu (Ramazan 267 / Nisan 881).
Halife Mu‘temid-Alellah, devlet idaresini kontrolü altında tutan kardeşi Muvaffak-Billâh’ın gücünü kırmak için Mısır ve Suriye Valisi Ahmed b. Tolun ile anlaştı. Bunu haber alan Muvaffak-Billâh, İshak b. Kündacık’a mektup yazarak halifenin Mısır’a gitmesine engel olmasını istedi. Harekete geçen İshak, Sâmerrâ’dan Mısır’a gitmek üzere yola çıkmış olan halifeyi Kühayl denilen yerde karşıladı ve kendisine âdeta esir muamelesi yaparak Sâmerrâ’ya getirdi (5 Şâban 269 / 17 Şubat 883). Muvaffak-Billâh ve kâtibi Sâid b. Mahled, bu başarısından dolayı İshak’a kıymetli hil‘atler sundular ve kendisine “Zü’s-seyfeyn” lakabını verdiler (Belevî, s. 294). Muvaffak-Billâh bu olaydan sonra İshak b. Kündacık’ı Mısır valiliğine tayin etti ve şurtatü’l-hâssanın başına getirdi. Ancak İshak’ın Mısır valiliği resmiyette kaldı, Ahmed b. Tolun zamanında Mısır’a fiilen hâkim olmak için bir teşebbüste bulunmadı.
Ahmed b. Tolun ölüp yerine oğlu Humâreveyh geçince (270/884) İshak b. Kündacık resmen valisi bulunduğu yerlere fiilen hâkim olmak istedi. Diyârımudar valisi olan Sâcoğulları’ndan Muhammed b. Ebü’s-Sâc da onunla birlikte hareket etmeye karar verdi. İshak ve Muhammed, Humâreveyh’in kendilerine karşı koyamayacağını düşünüyorlardı. Bununla birlikte bir tedbir olarak Muvaffak-Billâh’a başvurup kendilerine yardımcı olmasını istediler. Muvaffak da oğlu Ebü’l-Abbas Ahmed’i yardıma göndereceğini bildirdi. Müttefikler Dımaşk üzerine yürüdüler, Dımaşk nâibi de onlara katıldı. Kınnesrîn, Halep, Humus, Sugūr, Hama, Antakya ve Rakka valileri şehirlerini terkedip kaçınca İshak ile Muhammed kolaylıkla buraları ele geçirdiler (270/884). Teslim olmayan Şeyzer kuşatma altına alındı. Bu gelişmeler üzerine Humâreveyh, Suriye’ye bir ordu sevkedip burayı tekrar kendi hâkimiyeti altına almak istedi. Ancak Suriye’nin kuzeyi ve kuzeydoğusu İshak b. Kündacık ile Muhammed b. Ebü’s-Sâc’ın kontrolündeydi. Humâreveyh olayların giderek aleyhine geliştiğini öğrenince bizzat kendisi sefere çıktı ve Remle ile Dımaşk arasındaki Tavâhîn denilen yerde Ahmed b. Muvaffak kumandasındaki müttefik kuvvetlerle savaşa girerek onları yenilgiye uğrattı (10 Şevval 271 / 31 Mart 885). Bu sırada Ahmed ile Muhammed b. Ebü’s-Sâc ve İshak arasında bir anlaşmazlık çıktı. Muhammed Halep’e gitti, İshak ise Rakka’ya çekildi. Suriye’deki şehirleri tekrar zapteden Humâreveyh onlarla bir barış antlaşması imzaladı. Bu antlaşmadan sonra İshak ile Muhammed’in arası açıldı. İshak’ın el-Cezîre’deki topraklarını ele geçirmek isteyen Muhammed, Humâreveyh ile anlaşmayı tercih etti. Humâreveyh ve Muhammed, İshak aleyhine bir plan hazırladılar. Muhammed Rakka’da bulunan İshak üzerine yürüdü ve onu mağlûp etti (9 Cemâziyelevvel 273 / 12 Ekim 886). Humâreveyh, İshak’a ait el-Cezîre ve Musul’u Muhammed’e verdi. Muhammed daha sonra İshak’ı takip ederek onu sığındığı Mardin Kalesi’nde kuşattı. Ancak Sincar’da çıkan bedevî isyanı sebebiyle kuşatmaya son vermek zorunda kaldı. Bunu fırsat bilip Musul üzerine yürüyen İshak pusuya düşürülerek bozguna uğratıldı ve tekrar Mardin Kalesi’ne sığındı.
Uğradığı yenilgilere rağmen topraklarını geri almak için mücadelesini sürdüren İshak, 14 Zilkade 273’te (12 Nisan 887) meydana gelen savaşı da kaybedince Humâreveyh ile anlaşma yoluna gitti. Bu sırada Dımaşk’ı ele geçirmek üzere yola çıkan Muhammed b. Ebü’s-Sâc, Humâreveyh ile giriştiği savaşı kaybetti (Muharrem 275 / Mayıs-Haziran 888). Humâreveyh’in onu takip etmekle görevlendirdiği İshak, Kasrülharb denilen yerde Muhammed’e mağlûp oldu. Humâreveyh ile İshak, Muhammed’den intikam almak üzere harekete geçince Muhammed Bağdat’a kaçarak Muvaffak-Billâh’a sığınmak zorunda kaldı (Rebîülevvel 276 / Temmuz 889). Humâreveyh de İshak’ı el-Cezîre’de bırakıp Mısır’a döndü. İshak, Diyârırebîa ve Diyârımudar’a hâkim olduktan sonra kendini Humâreveyh’in rakibi ilân etti ve 279’da (892) ölümüne kadar onunla mücadeleyi sürdürdü, vefatında yerine oğlu Muhammed geçti. Buhtürî, divanında İshak b. Kündacık’tan övgüyle söz ederek kahramanlıklarını dile getirmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
Buhtürî, Dîvân (nşr. Hasan Kâmil es-Sayrafî), Kahire 1977, I, 58, 267, 340, 408, 409, 410-412; II, 974-979; IV, 2102, 2143, 2260-2261.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), IX, 504, 506, 544, 551, 553, 587, 622, 627, 628, 667, 820; X, 12.
Mes‘ûdî, Mürûcü’ẕ-ẕeheb (Abdülhamîd), IV, 207, 211.
Kindî, el-Vülât ve’l-ḳuḍât (Guest), s. 234-239.
Belevî, Sîretü Aḥmed b. Ṭolûn (nşr. M. Kürd Ali), Kahire, ts. (Mektebetü’s-sekāfeti’d-dîniyye), s. 290-291, 294-295, 301, 320.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VII, 259, 261, 327, 333, 334, 362, 394, 397, 409-414, 422-424, 427-430, 437, 451, 462.
Ebülfez Elçibey, Tolunoğulları Devleti: 868-905 (haz. Fazil Gezenferoğlu – Selçuk Alkın), İstanbul 1997, s. 115-128.
Hakkı Dursun Yıldız, İslâmiyet ve Türkler, İstanbul 1980, s. 26, 161, 162, 176.
a.mlf., “Sâc Oğulları II”, TED, sy. 9 (1978), s. 110-118.
C. E. Bosworth, “Sād̲j̲ids”, EI2 (İng.), VIII, 745.
W. Madelung, “Banū Sāj”, EIr., III, 719.