https://islamansiklopedisi.org.tr/kabisa-b-ukbe
136 (753) yılı civarında doğdu. Benî Âmir b. Sa‘saa kabilesinin dört ana kolundan biri olan Süvâe’ye mensuptur. Âmiroğulları’ndan bazı gruplar Mercirâhit Savaşı (65/684) sırasında çeşitli bölgelere göç ettiğine göre (DİA, III, 67) Kabîsa’nın ailesi de muhtemelen bu tarihlerde Kûfe’ye yerleşmiştir. Küçük yaşta hadis öğrenmeye başlayan Kabîsa hadis tahsili için seyahatler yaptı. Îsâ b. Tahmân, Mâlik b. Miğvel, Âsım b. Muhammed el-Ömerî, Şu‘be b. Haccâc ve Süfyân es-Sevrî gibi hocalardan faydalandı. Oğlu Ukbe ile Ahmed b. Hanbel, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, Osman b. Ebû Şeybe, Muhammed b. İsmâil el-Buhârî ve Ebû Zür‘a er-Râzî onun talebelerinden bazılarıdır. Kabîsa Muharrem 215’te (Mart 830) Kûfe’de vefat etti. Safer ayında öldüğü de kaydedilmiş, ancak ölüm yılının 213 (828) olarak gösterilmesi doğru bulunmamıştır.
Buhârî, Kabîsa’nın Süfyân es-Sevrî’den rivayet ettiği kırk yedi (elli) hadise el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inde yer vermiş olup İbn Hacer bu sayıyı kırk dört olarak göstermiştir (Tehẕîbü’t-Tehẕîb, VIII, 349). Diğer Kütüb-i Sitte imamlarının da rivayetlerine itibar ettiği Kabîsa, Süfyân es-Sevrî’den küçükken hadis dinlediği, bu sebeple çok hata ettiği ileri sürülerek eleştirilmiş, Yahyâ b. Maîn kuvvetli bir râvi olmadığını söylemiştir. Buna karşılık aynı dönemin hadis âlimlerinden İbn Nümeyr, Kabîsa’ya güvendiğinden kimden rivayet ederse etsin rivayetlerini kabul edeceğini belirtmiştir. Süfyân es-Sevrî’den çok hadis rivayet eden iki talebesi Kabîsa ile Ebû Huzeyfe en-Nehdî’yi karşılaştıran Ahmed b. Hanbel, Kabîsa’nın daha güvenilir sayıldığı görüşünde olup onların bütün rivayetlerini yazdığını (el-ʿİlel, I, 386) ve Kabîsa’nın -çok yanılsa bile- sika olduğunu (İbn Hacer, Hedyü’s-sârî, s. 436) ifade etmiştir. İlk zamanlar hadis ezberlemeye önem vermemekle birlikte daha sonra rivayetlerini ezberlediği belirtilen Kabîsa’nın hadislerini Nesâî de sakıncasız bulmuştur. Ebû Zür‘a er-Râzî, onun Süfyân es-Sevrî’den rivayet ettiği hadisleri tek bir lafzını değiştirmeden nakledebilen üç kişiden biri olduğunu kaydeder (İbn Ebû Hâtim, VII, 126), Zehebî de Kabîsa’nın reddedilecek bir rivayetinin bulunmadığını söylemiştir (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, X, 135).
Kûfeli zâhidlerden olan ve yöneticilerden uzak kalmayı tercih eden Kabîsa’nın günümüze ulaşmayan et-Tefsîr adlı eserinden Taberî’nin Câmiʿu’l-beyân’ında faydalandığı anlaşılmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VI, 403.
Ahmed b. Hanbel, el-ʿİlel (Vasiyyullah), I, 386.
Taberî, Câmiʿu’l-beyân (Şâkir), I, 371; III, 435.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, I, 322; VII, 126-127.
Hatîb, Târîḫu Baġdâd, XII, 473-476.
Sem‘ânî, el-Ensâb, VII, 182-183.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, X, 130-135.
a.mlf., Mîzânü’l-iʿtidâl, III, 383-384.
İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, IV, 111, 116-117; VIII, 347, 349.
a.mlf., Hedyü’s-sârî (Sa‘d), s. 436.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 456.
Fuat Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, İstanbul 1956, s. 283-284.
a.mlf., GAS, I, 40-41.
Mustafa Fayda, “Âmir b. Sa‘saa”, DİA, III, 67.
Ahmet Nedim Serinsu, “Dülefîler”, a.e., X, 21.