KARA DÂVUD İZMİTÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

KARA DÂVUD İZMİTÎ

KARA DÂVUD İZMİTÎ
Müellif: HATİCE KELPETİN ARPAGUŞ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2001
Son Güncelleme Tarihi: 05.05.2023
Erişim Tarihi: 19.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kara-davud-izmiti
HATİCE KELPETİN ARPAGUŞ, "KARA DÂVUD İZMİTÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kara-davud-izmiti (19.04.2024).
Kopyalama metni

İzmit’te doğdu, Kara Dâvud diye tanındı. Babasının adı Kemal’dir. Tahsilini Molla Lutfi, Hacıhasanzâde Efendi, Müeyyedzâde Abdurrahman Efendi gibi âlimlerin yanında tamamladı. Bursa Kaplıca, Trabzon, Edirne Üç Şerefeli ve Sahn-ı Semân medreselerinde müderrislik görevinde bulundu. 929’da (1522-23) Bursa kadılığına getirildi, ardından da bu görevinden azledilip emekliye sevkedildi. Uzun bir aradan sonra kadılık görevine tekrar döndüyse de bu defa kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. 948 yılı Safer ayında (Haziran 1541) vefat etti ve Bursa’da Yıldırım civarında yaptırdığı mescidin hazîresine defnedildi.

Eserleri. 1. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi Meṭâliʿi’l-envâr. Mantığa dair olan kitap, Sirâceddin el-Urmevî’nin Meṭâliʿu’l-envâr adlı eserine Şemseddin Mahmûd b. Abdurrahman el-İsfahânî tarafından yazılan şerhin hâşiyesidir. Kara Dâvud’un bu eserine Birgili Kara Halil ve Yûsufefendizâde hâşiye yazmışlardır (Köprülü Ktp., Mehmed Âsım, nr. 290, 291).

2. Ḥâşiye ʿalâ Ḥâşiyeti Küçük (Kûçek) ʿalâ Taḥrîri’l-ḳavâʿidi’l-manṭıḳıyye (Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’ş-Şemsiyye). Ali b. Ömer el-Kâtibî’nin eş-Şemsiyye’sine Kutbüddin er-Râzî’nin yazdığı şerhe Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin yaptığı hâşiyenin hâşiyesidir (İstanbul 1285). Kâtib Çelebi, bu hâşiyenin Teftâzânî’nin öğrencisi Molla Kara Dâvud adındaki başka bir müellife ait olduğunu belirtir (, II, 1063). Aynı şekilde Osmanlı Müellifleri ile bazı kütüphane kayıtlarında (Süleymaniye Ktp., Denizli, nr. 266, Fâtih, nr. 3270; Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdâî Efendi, nr. 1535; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 4379) Dâvûd b. Kemâl’e izâfe edilen Ḥâşiye ʿale’t-Taṣavvurât ile Ḥâşiye ʿale’t-Taṣdîḳāt’ın da Molla Kara Dâvud’a ait olması muhtemeldir.

3. Şerḥu’l-Menâr. Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin usûl-i fıkha dair Menârü’l-envâr adlı eserine yapılmış bir şerhtir. Kaynaklarda zikredilmeyen eserin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde mevcuttur (Mehmed Âsım, nr. 58).

4. Ḥâşiye ʿalâ Ḥâşiyeti’l-Cürcânî ʿalâ Meṭâliʿi’l-enẓâr. Yine kaynaklarda geçmemekle birlikte yazma nüshasında Kara Dâvûd b. Kemâl’e nisbet edilen eser (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1624), Kādî Beyzâvî’ye ait Ṭavâliʿu’l-envâr’a Mahmûd b. Abdurrahman el-İsfahânî tarafından yapılan Meṭâliʿu’l-enẓâr adlı şerhe Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin yazdığı hâşiyenin hâşiyesidir.

Osmanlı Müellifleri ile bazı kütüphane kayıtlarında Maʿlûmât (Antalya İl Halk Ktp., Tekeli, nr. 872), yine Osmanlı Müellifleri’nde Şerḥu’l-Ḳaṣîdeti’n-nûniyye, Telḫîṣu Taḳrîri’l-ḳavânîn, Ḥâşiye ʿale’t-Tehẕîb adlı eserler Kara Dâvud’a nisbet edilmişse de bunların Dâvûd-i Karsî’ye ait olması kuvvetle muhtemeldir (bk. DÂVÛD-i KARSÎ).

Kara Dâvud’un soyu kendisinden sonra Karadâvudzâdeler adıyla devam etmiştir. Mustafa Efendi, Süleyman Çelebi ve Alâeddin Ali Efendi onun oğullarındandır. Süleyman Çelebi’nin oğlu Abdülvâhid Vâhidî, Mustafa Efendi’nin oğlu Mehmed Efendi ve Mehmed Efendi’nin oğlu Kemal Efendi gibi isimler de ulemâdandır. Delâʾilü’l-ḫayrât şârihi Karadâvudzâde Mehmed Efendi’nin de bu aileye mensup olduğu tahmin edilmektedir.

Mustafa Efendi (ö. 975/1567) ilk eğitimini babasından almış, daha sonra Mâlûl Emîr Efendi, Merhaba Efendi, Mîrim Köse, Câmid Efendi gibi âlimlerin öğrencisi olmuştur. Mustafa Efendi de müderrislik ve kadılık görevlerinde bulunmuş, Bursa Çendik Bey, Yenişehir Süleyman Paşa, İstanbul Kasım Paşa, Gahriye, Haseki, Sahn-ı Semân ve Yavuz Selim medreselerinde müderrislik yapmıştır. Ayrıca Medine kadılığına tayin edilmiş, hac vazifesini ifa ederken ölmüş ve Cennetü’l-bakī‘a defnedilmiştir.

Mehmed Efendi (ö. 1031/1622) Bursa Murad Paşa, Yıldırım Bayezid, İstanbul Hasan Paşa, Mahmud Paşa, Şah Sultan, Vefa Hankah, Sahn-ı Semân, Haseki ve Süleymaniye medreselerinde müderrislik yapmış, Süleymaniye Dârülhadis Medresesi müderrisliğine geldikten sonra Şam kadılığına, ardından da Mekke kadılığına tayin edilmiştir. Mehmed Efendi’nin ölümü için Kâtib Çelebi ve Brockelmann 1017 (1608) tarihini vermişlerse de (, II, 1308; , II, 235) yaptığı görevler göz önüne alındığı takdirde Atâî ve Bağdatlı İsmâil Paşa’nın verdiği 1031 (1622) yılının daha isabetli olduğu anlaşılır (Zeyl-i Şekāik, s. 640; , II, 272-273). Mehmed Efendi’nin bilinen eserleri şunlardır: 1. ed-Dürrü’l-laḳīt fî aġlâṭı’l-Ḳāmûsi’l-muḥîṭ. Fîrûzâbâdî’ye ait el-Ḳāmûsü’l-muḥîṭ’te Cevherî’nin eṣ-Ṣıḥâḥ’ına yapılan atıflardaki hataları ele alan eser Mustafa Kılıçlı tarafından neşredilmiştir (Erzurum 1990). 2. Nihâyetü’l-mübtehiẓ fî şerḥi Kifâyeti’l-müteḥaffiẓ. Ebû Abdullah Şehâbeddin Muhammed b. Ahmed el-Huveyyî’ye ait lugata dair Kifâyetü’l-müteḥaffiẓ adlı eserin şerhidir (, II, 1500; , II, 272-273). Mehmed Efendi’nin ayrıca mantıkla ilgili bir eseri olduğu kaydedilmektedir (Atâî, s. 640; , IV, 148).

Abdülvâhid Vâhidî, Kanûnî Sultan Süleyman devri şairlerindendir. Medrese tahsilinden sonra Zeyniyye tarikatına girmiş, muhtemelen 985 (1577) yılında genç yaşta vefat etmiş, dedesi Kara Dâvûd İzmitî’nin yaptırdığı mescidin hazîresine babası Süleyman Çelebi’nin yanına defnedilmiştir (Baldırzâde Mehmed Efendi, s. 205). Menâkıb-ı Hoca-i Cihân’ın müellifi Vâhidî’nin eserleri bazı kaynaklarda sehven kendisine nisbet edilmiştir (bk. MENÂKIB-ı HOCA-i CİHÂN).


BİBLİYOGRAFYA

Dâvudzâde Muhammed b. Mustafa [Kara Dâvud İzmitî], ed-Dürrü’l-laḳīṭ fî aġlâṭi’l-Ḳāmûsi’l-muḥîṭ (nşr. Mustafa Kılıçlı), Erzurum 1990, neşredenin girişi, s. 1-5.

, s. 239-240.

, s. 400-401.

, s. 118-119, 640.

Baldırzâde Mehmed Efendi, Ravza-i Evliyâ (haz. Mefail Hızlı – Murat Yurtsever), Bursa 2000, s. 178, 205.

, II, 1063, 1308, 1500, 1717.

Belîğ, Güldeste, Bursa 1287, s. 293-295.

, II, 324; IV, 148, 598, 701.

, I, 399; II, 475.

, II, 1506.

, I, 612; , I, 845; II, 235.

, I, 361; II, 272-273.

, 07/IV, s. 56, nr. 2777.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2001 yılında İstanbul’da basılan 24. cildinde, 359-360 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız. Bu madde en son 05.05.2023 tarihinde güncellenmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER