KELÂBÂZÎ, Muhammed b. İbrâhim - TDV İslâm Ansiklopedisi

KELÂBÂZÎ, Muhammed b. İbrâhim

محمد بن إبراهيم الكلاباذي
Müellif:
KELÂBÂZÎ, Muhammed b. İbrâhim
Müellif: SÜLEYMAN ULUDAĞ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2022
Erişim Tarihi: 20.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kelabazi-muhammed-b-ibrahim
SÜLEYMAN ULUDAĞ, "KELÂBÂZÎ, Muhammed b. İbrâhim", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kelabazi-muhammed-b-ibrahim (20.04.2024).
Kopyalama metni

Nisbesini Buhara’nın bir mahallesi olan Kelâbâz’dan almaktadır. Gulâbâdî nisbesiyle de anılan Kelâbâzî’nin ailesi, yetişme tarzı ve ziyaret ettiği yerler hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Tasavvufla ilgili iki önemli eseri olduğu halde sûfîlere dair bilgi veren tabakat kitaplarında kendisine yer verilmemiş, sadece Abdurrahman-ı Câmî tasavvufta üstadı olan Fâris b. Îsâ’dan bahsederken onun ismine temas etmiştir (Nefeḥâtü’l-üns, s. 205). İbn Kutluboğa ve Leknevî gibi daha ziyade Hanefî fıkıh âlimleri hakkında bilgi veren yazarlar bir Hanefî fakihi olması dolayısıyla ondan kısaca söz etmişlerdir (Tâcü’t-terâcim, s. 87; el-Fevâʾidü’l-behiyye, s. 161).

Muhammed b. Fazl’dan fıkıh okuduğu bilinen Kelâbâzî, Meʿâni’l-aḫbâr olarak da bilinen Baḥrü’l-fevâʾid adlı eserinde hadis öğrendiği hocalarının isimlerini kaydetmiştir. Tasavvuftaki üstadı ise Hallâc-ı Mansûr’un takipçilerinden Fâris b. Îsâ’dır. Kelâbâzî, Meʿâni’l-aḫbâr ve et-Taʿarruf’ta sohbetinde bulunduğu üstatlarının adını zikreder. Bunların bir kısmının Semerkantlı, Reyli, Hemedanlı, Kûfeli ve Bağdatlı olduğu dikkate alınırsa bu şehirleri ziyaret ettiği söylenebilir. Kızı Ümmü’l-Kāsım’ın Meʿâni’l-aḫbâr’ı rivayet edenler arasında bulunması onun çocuklarının eğitimleriyle de ilgilendiğini göstermektedir. Buhara’da vefat eden Kelabâzî’nin kabrinin Muhammed Pârsâ ve Ali b. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî zamanında bir ziyaret yeri olduğu anlaşılmaktadır (Tevhîde Giriş, s. 99; , s. 18).

Eserleri. 1. et-Taʿarruf li-meẕhebi ehli’t-taṣavvuf. Tasavvuf konusunda erken dönemde yazılmış eserlerden biridir. Müellif giriş kısmında sûfî olmadıkları halde sûfî görünen istismarcılardan şikâyet eder, yaşadığı çağda gerçek sûfîliğin yok denecek kadar azaldığını söyler. Eserin ilk dört bölümünde sûfîlik ve sûfîler hakkında özet bilgiler verilmiş, ikinci kısımda sûfîlerin inanç konularındaki kanaatleri anlatılmıştır. Burada verilen bilgiler el-Fıḳhü’l-ekber ve Nesefî akaidindeki bilgilere benzer. Kelâbâzî bu bilgileri vererek sûfîlerin akaid konularında Ehl-i sünnet mezhebini takip ettiklerini gösterir ve onları savunur. Üçüncü kısımda bazı tasavvufî haller ve makamlar kısaca anlatılır. Dördüncü kısım vecd, fenâ, sekr, mârifet, tecellî ve tevhid gibi tasavvufun özünü oluşturan hususlar ve terimlere dairdir. Beşinci kısım riyâzet, halkla ilişkiler, ilham, rüya, keramet ve semâ gibi konuları içerir. Bu konularda verdiği özlü bilgilerle bir Sünnî tasavvufunun varlığını ortaya koyduğu için, “Taʿarruf olmasaydı tasavvuf bilinmezdi” denilmiştir. Eser İzzeddin el-Kâşî’nin de kaynakları arasında yer alır (, XXIII, 555). et-Taʿarruf tasavvuf tarihinde etkili olmuş, üzerine şerhler yazılmış ve erken bir dönemde Farsça’ya tercüme edilmiştir. İsmâil b. Muhammed el-Müstemlî eseri Nûrü’l-mürîdîn ve fażîḥatü’l-müddeʿîn ve ḳamʿu’l-mübtediʾîn ve ḥüccetü Ehli’s-sünne ve’l-müʾminîn adıyla Farsça şerhetmiştir (I-II, Leknev 1328/1912; nşr. Muhammed Revşen, I-II, Tahran 1984-87). Bu şerh, tasavvufla ilgili ilk önemli Farsça eser olması bakımından da değerlidir. Ahmed Ali Recâî tarafından Ḫulâṣa-yı Şerḥ-i Taʿarruf adıyla yayımlanan (Tahran 1349) ve yazarı belli olmayan kitap Müstemlî’nin şerhinin bir özetidir. Alâeddin Konevî’nin şerhi Ḥüsnü’t-taṣarruf fî şerḥi’t-Taʿarruf adını taşımaktadır (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1232). Müellifi bilinmeyen başka bir şerhin çeşitli kütüphanelerde nüshaları bulunmaktadır (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Haraççıoğlu, nr. 1539; Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1028). Bu şerh Konevî şerhinin özetlenmiş bir şekli gibidir. Kaynaklarda Hâce Abdullah-ı Herevî’nin de bir şerhi olduğu kaydedilmekteyse de bu şerh elde mevcut değildir. Ayrıca Gîsûdırâz’ın eseri Farsça şerhettiği kaydedilmektedir (, XIV, 94). et-Taʿarruf’u yayımlayan A. John Arberry (Kahire 1352/1933) eseri The Doctrine of The Sufis adıyla İngilizce’ye çevirmiştir (Cambridge 1935, 1977). Abdülhalîm Mahmûd ve Tâhâ Abdülbâkī Sürûr’un da neşrettiği eseri (Kahire 1380/1960) Süleyman Uludağ Doğuş Devrinde Tasavvuf (İstanbul 1979, 1992), Tacettin Okuyucu Ehl-i Tasavvuf Yolu (Konya 1981) adıyla Türkçe’ye çevirmiştir. Eserin Fransızca tercümesi R. Deladrière tarafından yapılmıştır (Kalābādhī Muhammed b. İbrāhīm, Traité de soufisme: Les maîtres et les étapes. Kitāb al-Taʿarruf li-madhab ahl al-tasavvuf, Paris-Sindbad 1996). Birçok yazma nüshasının bulunması, erken bir dönemde Farsça’ya tercüme edilmesi, üzerine şerhler yazılması et-Taʿarruf’un tasavvuf tarihinde etkili olduğunu göstermektedir.

2. Meʿâni’l-aḫbâr (Baḫrü’l-fevâʾid). Eserde ibadet, tasavvuf, ahlâk ve edeple ilgili 222 hadis şerhedilmiştir. Bunlar şerhedilirken ayrıca 805 hadis kullanılmıştır. 222 hadisin 168’i Kütüb-i Sitte, el-Muvaṭṭaʾ, Dârimî ve Ahmed b. Hanbel’in eserlerinde, geri kalan elli beş hadisin kırk dokuzu da ikinci derecedeki hadis kitaplarında yer alır. Eser Bilal Saklan tarafından geniş bir şekilde tahlil edilmiştir (Ebû Bekir Muhammed el-Kelâbâzî ve Meâni’l-ahbâr, Konya 1991). Meʿâni’l-âḫbâr’dan ilk 100 hadisi Fikret Karapınar tahkik, tahrîc ve neşretmiştir (Konya 1999). Eser, Hakîm et-Tirmizî’nin Nevâdirü’l-uṣûl’ü gibi hadisleri tasavvuf açısından yorumlayan ilk çalışmalardan biri olması bakımından önem taşır. Kelâbâzî, et-Taʿarruf’ta yorum için başvurduğu âyet ve şiirlerin önemli bir bölümünü Meʿâni’l-aḫbâr’da da kullanmıştır. Meʿâni’l-aḫbâr’daki hadislerin tamamına yakın kısmı daha sonra Ḳūtü’l-ḳulûb, İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn ve diğer tasavvufî eserlerde yer almıştır.

Kelâbâzî’nin kaynaklarda adı geçen el-Erbaʿûn fi’l-ḥadîs̱, Emâlî fi’l-ḥadîs̱, Faṣlü’l-ḫiṭâb, el-Eşfâʿ ve’l-evtâr, Muʿaddilü’ṣ-ṣalât gibi eserleri günümüze ulaşmamıştır (, I, 53, 105, 163; , II, 54; Brockelmann, I, 200; Sezgin, I, 668).


BİBLİYOGRAFYA

, tercüme edenin girişi, s. 11-43.

a.mlf., The Doctrine of the Sufis (trc. J. A. Arberry), Cambridge 1935, tercüme edenin girişi, s. IX-XVIII.

, XII, 39.

, X, 367; VI, 298, 522.

Muhammed Pârsâ, Tevhîde Giriş: Faslu’l-hitâb Tercemesi (trc. Ali Hüsrevoğlu), İstanbul 1988, s. 99, 216, 496.

, s. 87.

Câmî, Nefeḥât, Tahran 1370, s. 157, 205.

, s. 18.

, I, 53, 105, 163.

, s. 161.

H. Ritter, Orientalia, İstanbul 1933, s. 78-83.

, II, 54.

, I, 200.

, I, 668.

, III, 1372-1374.

Nusrettin Yılmaz, Kelabâzî’nin Tasavvuf ve Akaid Alanındaki Görüşleriyle Matüridî’nin Mukayesesi (yüksek lisans tezi, 1990), EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Abdülhüseyin Zerrînkûb, Dünbâle-i Cüstücû der Taṣavvuf-i Îrân, Tahran 1369 hş., s. 68-69.

Bilal Saklan, Ebû Bekir Muhammed el-Kelâbâzî ve Meâni’l-ahbâr (Konya 1991), İSAM Ktp., nr. 58778.

a.mlf., Hadis İlimleri Açısından Muhaddis, Sufî ve Sufî-Muhaddisler (h. IV/m. X. asır), Konya, ts.

Fikret Karapınar, Ebû Bekr Muhammed b. İshak el-Kelâbâzî’nin Meani’l-ahbar Adlı Eserinin İlk Seksen Varağının Tahkik ve Tahrici (yüksek lisans tezi, 1999), SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.

A. Schimmel, İslamın Mistik Boyutları (trc. Ergun Kocabıyık), İstanbul 2001.

J. Chabbi, “Réflexions sur le soufisme iranien primitif”, , CCXXVI (1978), s. 37-55.

A. J. Arberry, “Kelâbâzî”, , VI, 537-538.

Paul Nwyia, “al-Kalābād̲h̲ī”, , IV, 467.

W. Madelung, “Abū Bakr Kalābāḍī”, , I, 262-263.

Khaliq Ahmad Nizami, “Gîsûdırâz”, , XIV, 94.

Erhan Yetik, “İzzeddin el-Kâşî”, a.e., XXIII, 555.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2022 yılında Ankara’da basılan 25. cildinde, 192-193 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER