https://islamansiklopedisi.org.tr/muhtarat
Arapça’da muhtâr (muhtârât), ihtiyâr (ihtiyârât), müntehab (müntehabât) vb. adlarla anılan, belli ölçülere göre seçilmiş şiirlerin bir araya getirildiği mecmuaların ilk örneği, Hammâd er-Râviye’nin (ö. 160/777 [?]) Câhiliye şairlerinin muallaka kasidelerini topladığı rivayet edilen el-Muʿallaḳātü’s-sebʿ adlı derlemesidir. Mufaddal ed-Dabbî’nin el-İḫtiyârât’ı (el-Mufaḍḍaliyyât) kırk yedisi Câhiliye’den, on dördü muhadramûndan, altısı İslâmî devirden altmış yedi şaire ait 128 kaside ihtiva eder. Asmaî’nin el-Aṣmaʿiyyât’ı ise bir önceki eserin tamamlayıcısı niteliğinde olup kırk dördü Câhiliye şairi, on dördü muhadram şair, yedisi İslâm dönemine ait, yedisi devri belirsiz toplam yetmiş iki şairin doksan iki (veya yetmiş yedi) kasidesini içerir. Ahfeş el-Asgar bu iki mecmuayı Kitâbü’l-İḫtiyâreyn adıyla birleştirerek şerhederken elli şiir ilâve etmiştir.
Belli bir kabilenin şairlerinden seçmeleri kapsayan mecmualar arasında Sükkerî’nin Şerḥu Eşʿâri’l-Hüẕeliyyîn’i (Dîvânü’l-Hüẕeliyyîn) zamanımıza ulaşmıştır (Kahire 1364-1369, 1383-1385, 1387, 1388, 1389). İbn Cinnî bu eseri et-Temâm fî tefsîri Eşʿâri Hüẕeyl mimmâ aġfelehû Ebû Saʿîd es-Sükkerî adıyla ikmal etmiştir (nşr. Ahmed Nâcî el-Kaysî v.dğr., Bağdad 1962). İbnü’n-Nedîm, Muhammed b. Abdülmelik el-Esedî’nin (ö. 210/825) Kitâbü Meʾâs̱iri Benî Esed ve eşʿârihâ’sını bu türün ilk örneği kabul eder (el-Fihrist, s. 49).
Ebû Zeyd el-Kureşî’nin Cemheretü eşʿâri’l-ʿArab’ı (nşr. Muhammed Ali el-Hâşimî, I-II, Dımaşk 1406/1986) şiir hakkında geniş bilgi içeren mukaddimesi ve tertibiyle öncekilerden farklıdır. Câhiliye ve ilk İslâm asrı şairlerinin kırk dokuz şiirini toplayan mecmua ilki muallakāta ayrılmış yedi bölümden oluşur ve her bölümde yedi şiir yer alır (bk. CEMHERETÜ EŞ‘ÂRİ’l-ARAB). Ebû Hilâl el-Askerî, Dîvânü’l-meʿânî’sinde 100 konuda ediplerce en güzel şiir kabul edilmiş parçaları bir araya getirmiştir. Ebû Gālib İbn Meymûn’un Müntehe’ṭ-ṭaleb min eşʿâri’l-ʿArab’ı on bölüm (cüz) olup şiirleri şevâhid olarak kullanılan Arap şairlerinden her bölümde en az 100 şiirin yer aldığı 1000’i aşkın örnek mevcuttur. Eserin zamanımıza ulaşan kısmını Muhammed Nebîl Tureyfî neşretmiştir (I-IX, Beyrut 1420/1999; ayrıca bk. MÜNTEHE’t-TALEB).
Birinci bölümü kahramanlık şiirlerine ayrıldığı için “hamâse” adıyla tanınan mecmua türünü ilk defa ortaya koyan Ebû Temmâm’dır. Onun titiz bir seçimle oluşturduğu on bölümlük el-Ḥamâsetü’l-kübrâ’sı ile nâdir rastlanan şiirlerden oluşturduğu el-Ḥamâsetü’ṣ-ṣuġrâ’sının ardından öğrencisi Buhtürî’nin el-Ḥamâse’si gelir. Ebü’l-Abbas Ahmed b. Abdüsselâm el-Cürâvî et-Tâdilî’nin el-Ḥamâsetü’l-Maġribiyye’si, müellifin Ṣafvetü’l-edeb ve (nuḫbetü) dîvâni (kelâmi)’l-ʿArab adlı daha geniş derlemesinin muhtasarıdır (nşr. M. Rıdvân ed-Dâye, I-II, Dımaşk 1411/1991). Dokuz bölümden meydana gelen antolojinin en belirgin özelliği içinde müstakil bir hamâse bölümünün yer almamasıdır. Mecmuaya bu adın verilmesi kavramın antoloji karşılığı olarak kullanılır hale geldiğini göstermektedir (bu türdeki diğer eserler için bk. HAMÂSE).
Arap edebiyatında tek konu etrafında derlenmiş antolojilerden İbn Dâvûd ez-Zâhirî’nin Kitâbü’z-Zehre’si ile İbn Hazm’ın Ṭavḳu’l-ḥamâme’sinde kendilerine ve başkalarına ait aşkla ilgili birçok şiir toplanmıştır. Ebü’l-Velîd İsmâil b. Âmir el-Himyerî, el-Bedîʿ fî vaṣfi’r-rebîʿ adlı eserinde yine aşk konusunda Arap-İspanyol karakterli şiirlerden seçmeler yapmıştır. Ebû Mansûr es-Seâlibî, Kenzü’l-küttâb’ında kâtip ve ediplerin özel ve resmî yazışmalarında malzeme olarak kullanabilecekleri beyit ve kıtaları bir araya getirmiştir. Safedî’nin, tek konu etrafında kendisine ve başka şairlere ait şiirlerden derlediği birçok muhtârâtı arasında Teşnîfü’s-semʿ bi’nsikâbi’d-demʿ, Keşfü’l-ḥâl fî vaṣfi’l-ḫâl, Reşfü’z-zülâl fî vaṣfi’l-hilâl, Cerrü’ẕ-ẕeyl fî vaṣfi’l-ḫayl, et-Tenbîh ʿale’t-teşbîh gibi eserleri zikredilebilir. İbn Ebû Avn’ın mensur teşbih örneklerine de yer verdiği Kitâbü’t-Teşbîhât’ı ile (nşr. Muhammed Abdülmuîd Han, London 1950) İbnü’l-Kettânî’nin Endülüs şiirinden seçmeleri içeren Kitâbü’t-Teşbîhât’ı da burada anılmalıdır (bk. TEŞBİH). İbn Senâülmülk’ün Dârü’ṭ-ṭırâz fî ʿameli’l-müveşşaḥât’ı (nşr. Cevdet er-Rikâbî, Dımaşk 1368/1949) müveşşah türü şiirin teorisiyle pratiğine dair zengin bir içeriğe sahiptir. Safedî, Tevşîʿu’t-tevşîḥ adlı eserinde (nşr. Albîr Habîb Mutlak, Beyrut 1386/1966) Endülüs, Mısır ve Suriye şairlerinden seçtiği müveşşahlarla bunlara yazdığı nazîreleri ve diğer müveşşahlarını toplamıştır (bk. MÜVEŞŞAH).
Muhtârât arasında tanınmış bir şairden yapılmış seçmeleri ihtiva eden eserler de vardır. Hâlidiyyân’ın el-Muḫtâr min şiʿri Beşşâr (Ebü’t-Tâhir İsmâil et-Tücibî’nin şerhiyle birlikte, nşr. Muhammed Bedreddin el-Alevî, Aligarh 1353/1934), el-Muḫtâr min şiʿri İbni’d-Dümeyne (nşr. Muhtârüddin Ahmed, Aligarh 1383/1963), İḫtiyâru şiʿri’l-Buḥtürî, İḫtiyâru şiʿri Müslim b. el-Velîd ve aḫbâruh, İḫtiyâru şiʿri’l-Ḫabbâz el-Beledî, İḫtiyâru şiʿri İbni’l-Muʿtez’i; Abdülkāhir el-Cürcânî’nin el-Muḫtâr min şiʿri’l-Mütenebbî ve’l-Buḥtürî ve Ebî Temmâm (nşr. Abdülazîz el-Meymenî, eṭ-Ṭarâʾifü’l-edebiyye içinde, Kahire 1937) adlı eserleri bunlardandır.
IV. (X.) yüzyılda eski ile yeni şiirin özellikleri ve birbirlerine olan üstünlükleri gibi konuların tartışılması aynı temada eski ve yeni şiirlerin derlendiği antolojilerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Hâlidiyyân’ın el-Eşbâh ve’n-neẓâʾir min eşʿâri’l-müteḳaddimîn ve’l-Câhiliyye ve’l-muḫaḍramîn’i (nşr. Muhammed Yûsuf, I-II, Kahire 1378/1958), İbn Saîd el-Mağribî’nin Doğu ve Batı şiirinden benzer olanları bir araya getirdiği ʿUnvânü’l-murḳıṣât ve’l-muṭribât’ı (Kahire 1286/1869) bunlar arasında zikredilebilir.
Şairlerin biyografileri hakkındaki eserlerde onlardan seçilmiş şiirler de muhtârât özelliği taşır. İbn Sellâm el-Cumahî’nin Ṭabaḳātü fuḥûli’ş-şuʿarâʾ, Muhammed b. Habîb’in Kitâbü men nüsibe ilâ ümmihî mine’ş-şuʿarâʾ, İbn Kuteybe’nin eş-Şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ, Ebû Bekir es-Sûlî’nin Kitâbü Aḫbâri’ş-şuʿarâʾi’l-muḥdes̱în, özellikle Ebü’l-Ferec el-İsfahânî’nin kendi zamanına kadar bestelenmiş güfteleri derlediği, bu vesileyle şairlerin hayat hikâyeleri ve maceralarıyla diğer şiirlerinden zengin malzemeyi topladığı Kitâbü’l-Eġānî’si, Merzübânî’nin Muʿcemü’ş-şuʿarâʾ ile Eşʿârü’n-nisâʾı, Seâlibî’nin kendi nesliyle bir önceki nesilden şairleri bölgelerine göre ayırarak hayat hikâyeleri, haber ve hâtıralarıyla şiirlerinden seçtiği zengin malzemeyi bir araya getirdiği Yetîmetü’d-dehr’i bu konuda önemli çalışmalardandır. Feth b. Hâkān el-Kaysî, Ḳalâʾidü’l-ʿiḳyân ile Maṭmaḥu’l-enfüs adlı eserlerinde Endülüs’ün ünlüleriyle edip ve şairlerinden seçmelere de yer vermiştir. Kendisini Seâlibî ile Feth b. Hâkān’ın halefi gibi gören Ebü’n-Nûr İsâmüddin Osman b. Ali el-Ömerî’nin Doğu şairleri ve şiirleri hakkındaki er-Ravżü’n-naḍr fî tercemeti üdebâʾi’l-ʿaṣr’ı da bu tür eserlerdendir. İbn Ma‘sûm, Envârü’r-rebîʿ fî en-vâʿi’l-bedîʿ adlı bedîiyyesinin şerhinde toplam 12.000 beyte ulaşan örnekleri toplamıştır. Eski Arap şiirinden yaptığı seçmelerle antoloji tertip eden çağdaş müellifler arasında Bârûdî (Muḫtârâtü’l-Bârûdî) ve Ali Ahmed Saîd (Dîvânü’ş-şiʿri’l-ʿArabî) zikredilebilir (konuyla ilgili diğer eserler için bk. Brockelmann, GAL Suppl., III, 994-995, 1002-1003). İdrîs Belmelîh muhtârât konusunda bir doktora hazırlamış (bk. bibl.) ve bu çalışmasında kadim şiirin kalıcı olmasının ve yaygınlığının psikososyal sebeplerini incelemiştir (ayrıca bk. MECMUA; MÜNTEHABÂT).
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Flügel), s. 42-43, 49.
Brockelmann, GAL, I, 368-369; II, 46-102, 439-441, 668-671; Suppl., III, 994-995, 1002-1003.
Nihad M. Çetin, Eski Arap Şiiri, İstanbul 1973, s. 14-17, 31, 33-34, 40-41.
İdrîs Belmelîh, el-Muḫtârâtü’ş-şiʿriyye ve echizetü telâḳḳīha ʿinde’l-ʿArab min ḫilâli’l-Mufaḍḍaliyyât ve Ḥamâseti Ebî Temmâm, Rabat 1995.
A. Hamori, “Mukhtārāt”, EI2 (İng.), VII, 526-528.
Nasrullah Hacımüftüoğlu, “Abdülkāhir el-Cürcânî”, DİA, I, 248.
Ali Şakir Ergin, “el-Asmaiyyât”, a.e., III, 500.
Nasuhi Ünal Karaarslan, “Bârûdî, Mahmud Sâmi Paşa”, a.e., V, 91.
Hulûsi Kılıç, “Ebü’l-Ferec el-İsfahânî”, a.e., X, 317-318.
Saffet Köse, “İbn Dâvûd ez-Zâhirî”, a.e., XIX, 410.
Hüseyin Yazıcı, “İbn Kuteybe”, a.e., XX, 147.
Hüseyin Elmalı, “İbnü’ş-Şecerî”, a.e., XXI, 219.
Ramazan Şeşen, “İmâdüddin el-İsfahânî”, a.e., XXII, 175.