https://islamansiklopedisi.org.tr/reisululema
Osmanlı ilmiye teşkilâtında reîsülulemâ tabiri ulemânın meslekteki kıdemini gösteren bir unvandır. Resmî bir yanı olmayan bu unvan Rumeli kazaskerliği yapmış olanların en kıdemlisi için kullanılırdı. Terim, Bosna eşrafının 1881 yılında Avusturya-Macaristan Devleti’nden müslümanların din işlerini yürütecek bir dinî lidere izin verilmesini istemeleriyle farklı bir anlam kazanmıştır.
Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan işgaline uğradığı 1878 yılında toplanan Berlin Kongresi ve Novi Pazar (Yenipazar) Konvansiyonu’nda (1879) Bosna’da Osmanlı hükümdarının bütün yetkileri kısıtlanmamıştı ve din işleri, halife adına Bosna-Hersek şeriat mahkemeleri kādılkudâtı Nur Efendi Hâfızovic tarafından yürütülüyordu. Bununla birlikte Avusturya-Macaristan Devleti, bölgede kendine bağlı yeni bir dinî idarenin kurulması için çalışmalara başladı. Osmanlı Devleti de 1880’deki İstanbul Konvansiyonu’na dayanarak Kazasker Ahmed Şükrü Efendi’yi Bosna’ya müftü tayin etti. Bosna-Hersek’teki işgalci güçler ise Bosna müftüsünün yerli halktan olması gerektiğini ileri sürerek bu tayine itiraz ettiler. İstanbul’daki Avusturya-Macaristan temsilcisi, Ahmed Şükrü Efendi’nin Bosna-Hersek’e gönderilmemesi için diplomatik girişimlerde bulundu. 1881’de Viyana’ya giden Bosna müslüman delegasyonu, reîsülulemâ unvanıyla bir dinî liderin tayin edilmesinin gerektiği konusundaki taleplerini Avusturya-Macaristan Devleti’ne arzetti. Bu talep Baron Kraus ve Bosna hâkimi Dalen’e iki defa iletildiyse de bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti 9 Şubat 1882’de, Avusturya-Macaristan işgali esnasında Saraybosna müftülüğü görevini ifa etmekte olan Mustafa Hilmi Efendi Hacıömeroviç’i Bosna müftüsü olarak görevlendirdi. Hilmi Efendi Hacıömeroviç ayrıca Rumeli kazaskeri tarafından Saraybosna kadılığına getirildi. Bu durum Viyana’daki Osmanlı elçisi vasıtasıyla Avusturya-Macaristan Devleti’ne bildirildi.
Avusturya-Macaristan hükümeti Mustafa Hilmi Efendi Hacıömeroviç’i reîsülulemâ olarak ilân etti. 17 Ekim 1882’de reîsülulemâ makamı ve bu makama bağlı dört kişilik bir ulemâ meclisi oluşturuldu. Böylece İstanbul’daki şeyhülislâmlıktan ayrı olarak Bosna-Hersek’e özgü millî-dinî liderlik müessesesi kurulmuş oldu. Osmanlı hükümeti bu tayine itiraz etmemekle birlikte onayladığını gösteren bir belge de vermedi. Hilmi Efendi Hacıömeroviç’in görevden çekilmesinin ardından Mehmed Tevfik Efendi Azapagiç 25 Ekim 1893’te reîsülulemâlığa getirildi. Şeyhülislâmlık kendisine menşur istemesini bildirdiyse de Mehmed Tevfik Efendi böyle bir istekte bulunmadı. Görevini istifa ettiği 1909 yılına kadar sürdüren Mehmed Tevfik Efendi, müslüman toplum tarafından Avusturya-Macaristan ile iyi ilişki içinde olmakla itham edildi. Bosna-Hersek müslümanlarının Mostar müftüsü Ali Fehmi Câbiç’in önderliğinde başlattığı din ve eğitim özerkliği talepleri karşısında Tevfik Efendi’nin sessiz kalması onun istifasına yol açan sebepler arasında yer almaktadır. Mahallî Bosna hükümeti Bosna-Hersek müslümanlarının din ve eğitim özerkliği taleplerini kabul etti. 1 Mayıs 1909’da yürürlüğe giren kanunla dinî idare ve vakıflara ait müesseselerin özerkliği tanındı. Reîsülulemâya menşurun kimin tarafından verileceği hususu hariç diğer problemler çözüldü. Sonunda müslümanların baskısıyla menşurun şeyhülislâm tarafından verilmesi karara bağlandı.
Müslümanlara tanınan özerk statü gereği Hâfız Süleyman Efendi Şarac reîsülulemâ seçildi (1910). Onun görevinden ayrılmasından (1913) sonra hocalardan oluşan bir kurul tarafından Mehmed Cemâleddin Çauşeviç reîsülulemâlığa aday gösterildiyse de Avusturya-Macaristan idaresi bunu onaylamadığı için Bosna hükümeti kararı iptal etti. Çauşeviç kurulun ikinci toplantısında tekrar aday gösterildi ve kamuoyunun da baskısıyla Bosna hükümeti adaylığını tanıdı. 27 Ekim 1913’te tayin edilen Çauşeviç’e şeyhülislâm tarafından menşur gönderildi. Çauşeviç, 26 Mart 1914’te Saraybosna’daki Hünkâr Camii’nde tertiplenen menşur töreninden sonra görevine başladı. I. Dünya Savaşı’nın ardından kurulan Krallık Yugoslavyası sınırları içerisindeki Üsküp Ulemâ Meclisi de reîsülulemâlık makamına bağlandı. 1929’da Yugoslavya Adalet Bakanı Milan Srškic tarafından İslâm Din Birliği Kanun Teklifi hazırlandı. Tasarıda Bosna-Hersek müslümanlarına din ve eğitim özerkliği tanıyan statünün kaldırılması, reîsülulemânın bütün Yugoslavya müslümanlarını temsil etmesi öngörülüyordu. Tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girince Belgrad hükümeti bu görevi Mehmed Cemâleddin Çauşeviç’e teklif etti. Ancak o bunu kabul etmeyip görevinden istifa etti. Bunun üzerine eski Tuzla ve Banyaluka müftüsü İbrâhim Efendi Maglayliç bu makama tayin edildi. Reîsülulemâlık makamı Saraybosna’dan Belgrad’a taşındı. Resmî menşur töreni 31 Ekim 1930’da Belgrad Bayraklı Cami’de bizzat Kral I. Aleksandar’ın katılımıyla gerçekleşti.
Bu dönemden itibaren Makedonya, Kosova, Sancak, Karadağ ve Sırbistan da reîsülulemânın sorumluluk alanına girdi. Reîsülulemâlığın yönetim kadrosu cemaat imamları, müftüler, Üsküp ve Saraybosna’da iki ulemâ meclisi ve merkezi Belgrad’da bulunan yüksek dinî meşihattan oluşuyordu. 24 Ekim 1936’da İslâm Din Birliği Kanun Teklifi yürürlükten kaldırılıp yeni İslâm Din Birliği yasası getirildi ve emekliye ayrılan Maglayliç’in yerine vekâleten Sâlih Saffet Bašić getirildi. 20 Nisan 1938’de yapılan seçimlerden sonra Fehim Spaho reîsülulemâ makamına tayin edildi. II. Dünya Savaşı’nın başlaması reîsülulemâ makamı ile ilgili değişikliklere zemin hazırladı. Fehim Spaho’nun vefatının ardından savaşın sonuna kadar yeni reîsülulemâ seçilmedi. 1942-1947 yılları arasında bir defa daha aynı makama vekâleten Sâlih Saffet Bašić getirildi.
II. Dünya Savaşı’nın ardından Yugoslavya’nın Tito önderliğinde yeniden kurulması reîsülulemâ makamı için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 26 Ağustos 1947’de yeni İslâm Din Birliği yasası kabul edildi. 12 Eylül 1947’de İbrâhim Efendi Fejić reîsûlemâ seçildi. Menşur töreni ilk defa Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Camii’nde gerçekleştirildi. İbrâhim Efendi Fejić’in emekliye ayrılması üzerine 15 Kasım 1957 tarihinde Yugoslavya Diyanet İşleri Başkanlığı Meclis-i Âlîsi tarafından tek aday gösterilen Süleyman Kemura reîsülulemâ oldu. Kemura, Tito Yugoslavyası yetkilileriyle olan iyi ilişkileri ve Genç Müslümanlar Teşkilâtı hakkındaki olumsuz görüşleri yüzünden bazı çevrelerce eleştirildiyse de uygulanan ateist politikaya rağmen dinî kurumları canlandırmaya çalıştı ve geleceğe yönelik olumlu adımların atılmasına vesile oldu. Onun vefatının (1975) ardından Naim Mehmed Hacıabdiç (1975-1987), Hüseyin Mujic (1987-1989) görev yaptı. 9 Mart 1991 tarihinde bu göreve ilk olarak Bosna-Hersek dışından Makedon asıllı Yakup Selimoski seçildi.
1992’de başlayan Bosna-Hersek savaşı sırasında reîsülulemâ makamı ve Yugoslavya İslâm Birliği Başkanlığı ilga edildi. Savaştan sonra müstakil Bosna-Hersek Din İşleri Başkanlığı kuruldu (Ağustos 1996) ve Mustafa Cerić başkanlığa tayin edildi. Cerić halen bu görevi sürdürmektedir. Dağılan Yugoslavya’nın ardından reîsülemâlık makamı yetki alanı kuruluşundaki gibi Bosna-Hersek’le sınırlı kaldı. Bununla birlikte Hırvatistan, Slovenya ve Sancak müftülüklerinin burada temsilcileri bulunmaktadır. Sırbistan, Makedonya, Kosova ve Karadağ bölgelerinde din işleri Bosna-Hersek riyâsetinden bağımsız dinî idareler tarafından yürütülmektedir. Reîsülulemâ tabiri sadece Bosna-Hersek’te kullanılmış, Osmanlı sonrasında Bulgaristan, Sırbistan, Romanya, Yunanistan ve Arnavutluk’ta müslüman cemaatlerin dinî liderlerine başmüftü denilmiştir. Bosna-Hersek’te reîsülulemâ seçiminin sonuçlanmasında İstanbul’daki şeyhülislâmdan menşur talep edilmesi, menşur töreninin günümüze kadar sürmesi bu makamın Osmanlı geleneğini yansıtan bir dinî prosedürü olduğunu göstermektedir. Reîsülulemâ unvanının Filistin’de de kullanıldığı görülmektedir. 1922’de İngiltere’nin desteğiyle Filistin’de reîsülulemâ başkanlığında dört üyeden oluşan bir dinî idare ortaya çıkmış, bu dönemde reîsülulemâlık görevi Kudüs müftüsü tarafından yürütülmüştür.
BİBLİYOGRAFYA
Pregled Rada Vrhovnog Starješinstva Islamske Vjerske Zajednice u Beogradu od 31 Oktobra 1930 do 31 Oktobra 1933 God., Sarajevo 1933, tür.yer.
Uzunçarşılı, İlmiye Teşkilâtı, s. 78, 97, 151-160, 175.
Hamdija Kreševljaković, Sarajevo za Vrijeme Austro-Ugarske Uprave (1878-1918), Sarajevo 1969, tür.yer.
Mahmud Traljić, “Islamska Zajednica u Bosni i Hercegovini do Osloboađenja”, Islam i Muslimani u Bosni i Hercegovini, Sarajevo 1977, s. 145-152.
Nijaz Šukrić, “Islamska Zajednica u Bosni i Hercegovini Nakon Osloboađenja”, a.e., s. 153-168.
Ferhat Šeta, Reis-ul-Uleme u Bosni i Hercegovini i Jugoslaviji od 1882. do 1991. godine, Sarajevo 1991, s. 7-100.
“Halife i Reis-ul-Uleme”, Takvim, Sarajevo 1967, s. 137-142.
Osman Lavić, “Iseljavanje Bošnjaka Muslimana iz BiH za Vrijeme Austro-Ugarske Vladavine i Risala Mehmeda Teufika Azapagića”, Anali GHB, sy. 17-18 (1996), s. 123-130.
Fikret Karčić, “The Office of Ra’īs al-ʿUlamā’ Among the Bosniaks (Bosnian Muslims)”, Intellectual Discourse, V/2, Selangor 1997, s. 109-120.
a.mlf., “Bosna Müslümanları Arasında ‘Reîsü’l-ulema’ Müessesesi” (trc. Mehmet Köse), Dîvân: İlmî Araştırmalar, sy. 4, İstanbul 1998, s. 27-35.
Branislav Djurdjev, “Bosna”, EI2 (İng.), I, 1274-1275.
Abdülkerim Özaydın v.dğr., “Menşur”, DİA, XXIX, 150.