https://islamansiklopedisi.org.tr/salirlar
Batı literatüründe Salar olarak geçer. Bugün Çin’in Çinghay (Qinghai) eyaletinde yaşayan ve Türkçe konuşan müslüman bir halktır. Bölge başşehrinin adı Şiniñ ise de (Xining) Salırlar’ca Siliañ diye anılır. Salırlar, Çinghay’ın Şunhua kasabası ve çevresindeki köylerde yaşarlar. Hualoñ Huyzu özerk nahiyesinin Gandu kasabasında Gansu eyaletinin Cişişen Baven Salır Özerk Bölgesi’nde Daheciya nahiyesinde dağınık biçimde Şiniñ’de ve bu şehre bağlı Huañnen, Haibei, Haişi, Hainan bölgelerinde de bulunurlar. Yine az sayıda Salır Sincan (Xinjiang) Uygur Özerk Bölgesi’nin İli şehrine yakın bölgededir. Salırlar’ın dili en çok Oğuz grubu Türk dillerine yakındır, ancak çeşitli yönlerden Oğuzlar’dan ayrılırlar. İli Salırları’nın dili Uygurca’nın etkisi altındadır. Çinghay sınırları dışında Gansu bölgesinde bulunanlar Salırca’yı bir ölçüde unutmuşlardır. Salır bölgesinde ana geçim kaynakları tarıma dayalı iken bölge dışına çıkanlar ticaretle uğraşmakta ve lokanta işletmeciliği yapmaktadır. Salırlar kendi yerleşimlerinde karışık halde değilse de büyük şehirlerde Döngen (Dungan veya Hui-tse/Huizu) olarak bilinen müslüman Çinliler’le bir arada yaşarlar (ayrıca bk. DÖNGEN).
Köken olarak Oğuz boylarından olan Salırlar kendi aralarındaki rivayete göre bu bölgeye XIV. yüzyılda Semerkant’tan gelip yerleştiler. Çin’de Mançu hânedanı döneminde inançları dolayısıyla çeşitli baskılara uğradıkları, Mançu yönetimiyle sorunlar yaşadıkları bilinir. Bunun sonucunda da önemli sayıda Salır yapılan çarpışmalarda hayatını kaybetti. Çinliler, Salırlar’ı Sala, Salazu diye adlandırır. Batı’daki adlandırma da Çince’den gelir. Çince olarak bu isim daha önce “sa-la-er” şeklinde olmalıdır. Buradan da salar söylenişi çıkabilir. Bu durum muhtemelen Mançuca’nın etkisiyle de ilgilidir. Salırlar kendilerini ve özerk bölgelerini Salır olarak adlandırırlar. Bu isme ilk defa Dîvânü lugāti’t-Türk’te, Oğuz boylarının adları sayılırken ve boy kelimesinin adı açıklanırken salgur şeklinde yer verilir. Buradan da Oğuzca’nın tabii, tarihî gelişimi sonucu salur ve salır adları ortaya çıkar (ayrıca bk. SALGURLULAR; SALUR). Günümüzde nüfusları 130.000’e (2010 yılı) ulaşan Salırlar’ın ana dilde eğitimleri yoktur, Çince öğrenim görürler. İslâmî eğitim Sanlanbahai ilçesine bağlı Gaizi/Jiezi köyünde Gaizi Mişit adı verilen bir medresede yapılır. Burası hem cami, hem medrese, hem de etnografya müzesidir. Medrese içerisinde yer alan bu küçük müzede çeşitli yazmalar ve atalarının Semerkant’tan getirdiğine inandıkları Kur’an yazması bulunur. Salırca’ya ait az sayıda Arap harfli kaynak da vardır. Her ne kadar Salırca yazı dili olmasa da Salır aydınları yılda iki defa Çince ve Salırca olarak (Latin harfleriyle) Suini Salır adıyla bir dergi çıkarmaktadır. Bu dergide şiirlere, kısa hikâyelere, dil ve etnografya çalışmalarına yer verilir. Her geçen gün Türkiye’deki Latin alfabesiyle internette çeşitli malzemeleri paylaşmakta, arttırmaktadırlar.
Huizu/Dungan müslümanlarıyla benzer gelenekleri bulunan Salırlar, Dunganlar’a benzer kıyafet giyerler. Erkekler beyaz bir takke, kadınlar ise siyah, arkaya doğru uzanan bir başlık takarlar. Müslüman Dunganlar’la olan yakın ilişkilerinin yanı sıra komşu Tibetliler ile de çok iyi ilişkileri vardır. Dillerinde Tibetçe kelimeler de kullanılır. İlkokula kadar esas olarak İslâmî geleneklere göre isim alan Salırlar ilkokuldan itibaren Çince’ye dayalı adlar kullanırlar. Ancak soyadları genellikle Muhammed sözünün kısaltılmış Çince şekli olan Ma veya Han’dır. Salırlar genelde kendi aralarında evlenirlerse de eğitimin yaygınlaşmasıyla birlikte bu durum değişti, eğitimli Salır gençleri Dunganlar’la da evlenmeye başladı. Bu ise hızlı bir değişime yol açtı. Aile içerisinde Çince konuşulması giderek yaygın hale gelmekte, Salırca unutulmaya yüz tutmaktadır. Salırlar ses yapısı ve söz varlığı açısından Çin’de ve Orta Asya’daki Türk dillerinden ayrılırlar. Meselâ Orta Asya Türk dillerinde (Çin’deki Uygurca dahil) sağ (yön) için “oñ”, çiçek için “gul/gül”, ekmek için “nan” kullanılırken Salırca’da “sıh (< sağ)”, “cicek/cecek”, “emih” sözlerine yer verilir. Bugüne kadar Türk dilleriyle ilgili hazırlanan el kitaplarında Salırca her zaman Sarı Uygurca ile birlikte tek maddede ele alınmışsa da bu uygun değildir. Salırlar’ın dilinin Sarı Uygurca ile bir ilgisi olmadığı gibi kültürel ve coğrafî bağları da yoktur.
BİBLİYOGRAFYA
G. N. Potanin, “Sobraniye slov salarskago nareçiya”, Tangutsko-tibetskaya okraina Kitaya i tsentral’naya Mongoliya II, S. Peterburg 1893, s. 426-434.
W. W. Rockhill, Diary of a Journey through Mongolia and Tibet in 1891 and 1892, Washington 1894, s. 373-376.
E. R. Tenişev, Salarskiy yazık, Moskva 1963.
a.mlf., Salarskiye tekstı, Moskva 1964.
a.mlf., Stroy salarskogo yazıka, Moskva 1976.
a.mlf., “Otrıvok iz İstorii salarov”, Eurasia Nostratica: Festschrift für Karl Heinrich Menges, Wiesbaden 1977, s. 237-248.
Lián-yún Lín, Sālā-Hàn Hàn-Sālā cíhuì, Chéngdū 1992 (Salırca-Çince, Çince-Salırca kısa sözlük).
Abdurishid Yakup, An Ili Salar Vocabulary, Tokyo 2002.
A. M. Dwyer, Salar: A Study in Inner Asian Language Contact Processes, Wiesbaden 2007.
a.mlf., “The Turkic Strata of Salar: An Oghuz in Chaghatay Clothes?”, Turkic Languages, II (1998), s. 49-83.
N. N. Poppe, “Remarks on the Salar Language”, HJAS, XVI/3-4 (1953), s. 438-477.
L. Schram, “The Monguors of the Kansu-Tibetan Frontier. Their Origin, History, and Social Organization”, Transactions of the American Philosophical Society, new series, XLIV/1 (1954), s. 1-138.
Zsuzsa Kakuk, “Textes salars”, AOH, XIII/1-2 (1961), s. 95-117.
a.mlf., “Un vocabulaire salar”, a.e., XIV/2 (1962), s. 173-196.
a.mlf., “Sur la phonetique de la langue salare”, a.e., XV (1962), s. 161-172.
Yong-Song Lı, “Zur Etymologie von Salarisch vulï ‘für, wegen’”, ZDMG, CLV/1 (2005), s. 141-146.
Mehmet Ölmez, “Oğuzların En Doğudaki Kolu: Salırlar ve Dilleri”, TDl., CII/732 (2012), s. 38-43.