https://islamansiklopedisi.org.tr/sekafi-kasim-b-fazl
397’de (1006) İsfahan’ın Cûbâre mahallesinde doğdu. Şehrin yönetiminde etkinliği olan bir aileye mensup olup hayatının ileriki safhasında kendisi de İsfahan’da idarecilik yaptığı için yönetici anlamında “Reîs” lakabıyla anıldı. İlk eğitimine İsfahan’da başladı. Altı yaşında iken babası onu ders halkalarına götürdü ve hadis dinlemesini sağladı. Bu sebeple âlî isnadlara sahip oldu. Yahyâ b. Maîn’in et-Târîḫ’ini Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî’den, Fesevî’nin el-Maʿrife ve’t-târîḫ’ini Ebü’l-Hüseyin Muhammed b. Hüseyin b. Fazl el-Kattân’dan dinledi. Daha sonra babasıyla ilmî seyahatlere çıktı. Horasan, Irak ve Hicaz gibi ilim merkezlerindeki âlimlerden faydalandı. Hocaları arasında Ebû Abdullah Muhammed b. İbrâhim el-Cürcânî, İbn Merdûye, İbn Mahmiş diye bilinen Ebû Tâhir Muhammed b. Muhammed b. Mahmiş ez-Ziyâdî, Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. İbrâhim el-Müzekkî, Ebü’l-Feth Hilâl b. Muhammed el-Haffâr, Ebû Abdullah Hüseyin b. Hasan el-Gadâirî, Ebû Saîd Muhammed b. Mûsâ es-Sayrafî, Ebû Amr Muhammed b. Abdullah er-Rüzcâhî gibi âlimler yer almaktadır. İlmî seyahatlerini tamamladıktan sonra İsfahan’a dönen Sekafî burada ders okutmaya ve hadis imlâ etmeye başladı. Hadis imlâ meclislerine İslâm âleminin uzak yerlerinden gelen pek çok talebe katıldı. Hadis hâfızı Ebû Nasr Ahmed b. Ömer el-Gāzî, Teymî, Ebû Abdullah Hasan b. Abbas er-Rüstemî, Ebû Ca‘fer Muhammed b. Hasan es-Saydelânî, Ebû Reşîd Abdullah b. Ömer el-İsfahânî, Ebû Tâhir es-Silefî, Bağbân diye anılan Ebü’l-Hayr Muhammed b. Ahmed el-İsfahânî ve kendi torunu olup Müsnidü’l-asr diye anılan Ebü’l-Ferec Mes‘ûd b. Hasan b. Kāsım es-Sekafî gibi âlimler ondan faydalananlardan bazılarıdır. Sekafî Receb 489’da (Temmuz 1096) İsfahan’da vefat etti.
Hadis âlimleri Sekafî’yi “müsnidü’l-vakt”, “müsnidü İsfahan” gibi unvanlarla anmış, adl, sika ve emîn gibi terimlerle onun güvenilir olduğunu belirtmiştir. Ticaretle de uğraşan Sekafî büyük bir servete sahip olmuş, hadis ehli başta olmak üzere ilim yolcularına ve ihtiyaç sahiplerine önemli harcamalar yapmıştır. İsfahan ve çevresindeki Hz. Ali taraftarlarına da yardım ettiğine bakarak Sekafî’nin Şîa yanlısı olduğunu ileri sürenler olmuşsa da onun bu tutumu, halk arasında adaleti sağlamaya çalışmasıyla ve şefkatli bir idareci kimliğiyle açıklanmalıdır. Sultan Melikşah, İsfahan halkından yüksek bir vergi talep ettiğinde Sekafî bu verginin yarısını Vezir Nizâmülmülk ile Ebû Sa‘d Muhammed b. Hüseyin el-Müstevfî’nin ödemesini teklif etmiş, geri kalan yarısını da kendi servetinden karşılamayı taahhüt etmiş ve payına düşen 100.000 kırmızı dinarı vererek halkı bu vergi yükünden kurtarmıştır (Zehebî, Târîḫu’l-İslâm, s. 310). Hayatının sonlarına doğru kaynaklarda belirtilmeyen bir sebepten dolayı görevden alınarak malına el konulmuş, fakat o bunu önemsemeyip ilimle ve talebe ile meşgul olmaya devam etmiştir.
Eserleri. 1. el-Eczâʾü’s̱-S̱eḳafiyyât (es̱-S̱eḳafiyyât, el-Fevâʾidü’l-ʿaşere, el-Fevâʾidü’l-ʿavâlî, el-Fevâʾidü’l-münteḳāt). Sekafî’nin âlî isnadla duyduğu hadisleri içeren ve Ebû Tâhir es-Silefî tarafından rivayet edilen eser on cüz olup bir nüshası Kahire’de bulunmaktadır (Brockelmann, GAL Suppl., I, 602). İbn Hacer el-Askalânî, el-Ebdâlü’ṣ-ṣafiyyât mine’s̱-S̱eḳafiyyât adlı çalışmasını bu eserden seçmeler yaparak meydana getirmiştir.
2. el-Erbaʿûn. Kırk hadis derlemesi olup yine Ebû Tâhir es-Silefî tarafından rivayet edilen bu eserin de bir nüshası günümüze ulaşmıştır (Brockelmann, GAL, I, 435).
BİBLİYOGRAFYA
Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), II, 107.
İbn Nukta, et-Taḳyîd li-maʿrifeti ruvâti’s-sünen ve’l-mesânîd (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1408/1988, s. 430-431.
İbrâhim b. Muhammed es-Sarîfînî, Târîḫu Nîsâbûr: el-Münteḫab mine’s-Siyâḳ (nşr. M. Kâzım el-Mahmûdî), Kum 1403/1362 hş., s. 642-643.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIX, 8-11.
a.mlf., Târîḫu’l-İslâm: sene 481-490, s. 308-310.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 55, 522.
Brockelmann, GAL, I, 435; Suppl., I, 602.
Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 137, 177, 200, 344.
Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), V, 180.