ŞEKERZÂDE FEYZULLAH SERMED - TDV İslâm Ansiklopedisi

ŞEKERZÂDE FEYZULLAH SERMED

Müellif: ELİF BAGA
ŞEKERZÂDE FEYZULLAH SERMED
Müellif: ELİF BAGA
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2010
Dijital Yayın Tarihi: 22.10.2025
Erişim Tarihi: 16.11.2025
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sekerzade-feyzullah-sermed
ELİF BAGA, "ŞEKERZÂDE FEYZULLAH SERMED", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/sekerzade-feyzullah-sermed (16.11.2025).
Kopyalama metni

Tam adı Seyyid Feyzullah Sermed b. Mehmed b. Abdurrahman’dır. Ailenin Şekerzâde lakabıyla anılması Manisa’da şekerci esnafı olan dedesi Abdurrahman Efendi’nin mesleğiyle ilişkilidir.

İstanbul’da doğan Feyzullah Sermed, meşhur hattat Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi’nin talebesi olan ve Topkapı Sarayı’ndaki Bostâniyân-ı Hâssa Ocağı’nda hüsn-i hat hocalığı yapan babası Şekerzâde Seyyid Mehmed Efendi’nin himayesinde iyi bir tahsil gördü, onun hüsn-i hat derslerine devam edip sülüs ve nesih hatlarını meşketti. Fakat meşkini tamamlamadan babası vefat ettiği (1166/1753) için icâzetini yine Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi’nin talebelerinden Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi’den aldı. Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin bu icâzet merasiminde kendisinin de bulunduğunu kaydeder (Tuhfe, s. 360). Şekerzâde ardından Mustafa Sıdkı Efendi’nin (ö. 1183/1769) matematik derslerine devam etti. Daha sonra Bostâniyân-ı Hâssa Ocağı’nda babasından boşalan hüsn-i hat hocalığına “peder-mânend” usulüyle tayin edildi (1172/1758). Oğlu Şekerzâde Abdülvehhâb Efendi ve torunu Şekerzâde Ahmed Zihni Efendi de aile geleneğini devam ettirerek dönemlerinin önemli hattatları arasında yer almışlar, Ahmed Zihni Efendi Sultan Abdülmecid zamanında (1839-1861) Sarây-ı Hümâyun hattatı olarak görev yapmıştır.

“Şeyhü’l-kurrâ” unvanına da sahip olan Feyzullah Sermed, saraydaki hüsn-i hat hocalığı yanında Üsküdar’da Yeni Vâlide Camii hatipliği ile Selânik kadılığı (1191/1777) görevlerinde bulundu. Bu son görevinden bilinmeyen bir sebeple azledildikten sonra 22 Muharrem 1202’de (3 Kasım 1787) vefat etti ve Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı’nda “Hattatlar sofası” denilen bölümde Şeyh Hamdullah Efendi’nin kabri civarında, babasının yanına defnedildi.

Feyzullah Sermed hat sanatı dışında mûsiki ve edebiyatla da ilgilendi, aklî ilimlerden matematik ve astronomide uzmanlaştı. Hat, mûsiki ve edebiyata olan ilgisinde aile geleneği büyük rol oynasa da matematik ve astronomi ilimlerinde ihtisas sahibi olmasında, çeşitli devlet kademelerinde kethüdâ kâtipliği, Tersane eminliği, Darphâne nâzırlığı, başmuhasebecilik, Haremeyn muhasebeciliği ve ordu kâtipliği gibi önemli görevlerde bulunan hocası, astronom, matematikçi ve şair Mustafa Sıdkı Efendi’nin etkisi açıktır. Nitekim hocasının yürüttüğü bir yandan İslâm medeniyetindeki matematik geleneğine ait eserlerin istinsah, tahrir, ıslah ve tercümesi diğer yandan çağdaş matematik eserlerinin tedris, tetkik ve tercümesi misyonunu, diğer bir ifadeyle klasik matematik geleneğini yeni istinsahlar üzerinden canlandırma ve Batı’da üretilen yeni matematiği klasik gelenek nosyonuyla yeniden üreterek Arapça ve Türkçe olarak tedavüle sokma projesini Feyzullah Sermed de sürdürdü. Feyzullah Sermed’in telif eserleri kadar matematik ve astronomiye dair çeşitli eserlere ilişkin istinsahları da bu eserlerin bir matematikçinin elinden çıkmış güvenilir nüshalarına ulaşmayı sağlaması bakımından büyük önem taşır. Büyük oranda Mustafa Sıdkı’nın daha önceden istinsah ettiği ve talebelerine okuttuğu eserleri istinsah eden Şekerzâde, bunların bir kısmını hocası Mustafa Sıdkı’nın yazdığı nüshadan kopya ettiğini, bir kısmında hocasına metni okuduğunu, bazısında da başka nüshalarla karşılaştırma yaptığını hâtime bölümlerinde belirtir. Gerek teliflerinden gerekse istinsah ettiği eserlerde yer alan bilgilerden, Şekerzâde’nin hendeseden sayılar teorisine, hesap ilminden cebire matematiğin tüm ana konuları üzerinde yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bilinmeyeni bulma yöntemleri şeklinde ifade edilebilecek “meçhul hesabı” yani cebirle birlikte çift yanlış hesabı, dört orantılı sayı ve kefeler hesabı konularında çaba göstermiş, hesap ilminin hem yazılı hem de sözlü hesap kısımlarıyla ilgilenmiş, ondalık konumsal hesap sistemi yanında astronomi hesaplarında yaygın kullanılan altmışlık (sittînî) sistem üzerinde çalışmıştır.

Eserleri. Telif. 1. Ems̱iletü’t-Telḫîṣ li’bni’l-Bennâ ve’l-Ḥâvî li’bni’l-Hâʾim. Adından da anlaşılacağı üzere İbnü’l-Bennâ el-Merrâküşî’nin (ö. 721/1321) Telḫîṣu aʿmâli’l-ḥisâb’ı (et-Telḫîṣ fi’l-ḥisâb) ile bunun İbnü’l-Hâim (ö. 815/1412) tarafından el-Ḥâvî fî ʿilmi’l-ḥisâb adıyla yapılan ihtisarında anlatılan konuların örnekler üzerinden ele alındığı Arapça bir eser olup yer yer bazı konuların Türkçe izah edildiği görülür. Bu iki çalışma da muhtasar oldukları ve örneklere yer verilmediği için Şekerzâde, İslâm matematik geleneğinin oldukça yaygın bu iki kitabını bir araya getirip örneklerle zenginleştirerek bir ders kitabı telif etmeyi hedeflemiş olmalıdır.

Bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Esad Efendi, nr. 3150/2) kayıtlı iki risâlelik bir mecmuanın ikinci risâlesidir (vr. 10a-110b). Telif tarihi (1380625 sayısının karekökü: 1175) şeklinde yazılan ve müellif hattı olduğu anlaşılan bu nüshanın telifi 15 Cemâziyelevvel 1175’te (12 Aralık 1761) tamamlanmıştır. Mecmuanın ilk risâlesi olan Telḫîṣ’in başında olduğu gibi bu risâlenin başında da matematik ve astronomi bilgini Kuyucaklızâde Mehmed Âtıf Efendi’nin (ö. 1847) temellük kaydı mevcuttur. Kuyucaklızâde eserin son sayfalarına bazı kural ve örnekler eklemiş olup (vr. 92b-95b) yaptığı her eklemenin altında mutlaka adını yazarak olası karışıklığın önüne geçmiştir.

Telifin içeriğine geçmeden, adının nüshanın ilk sayfasında besmelenin sağına farklı bir kalemle eklenmiş olmasına ve bu adın hem risâle hem de mecmuanın başka herhangi bir yerinde bulunmamasına dikkat çekilmelidir. Şekerzâde, farklı bir kalemle bu adı sonradan eklemiş olabileceği gibi Kuyucaklızâde Mehmed Âtıf Efendi risâlenin içeriğine bakarak böyle bir ad koymuş da olabilir. Ancak sonraki paragraflarda görüleceği üzere Ems̱ile’nin sadece iki kaynağa dayanmadığı, aksine bir düzineden fazla eserden faydalandığı göz önüne alındığında, farklı kalemle eklenen bu isme temkinle yaklaşmak gerekir.

Eserin temel konuları, tam sayı türleri (çift, tek vb.), şekilleri ve basamakları, tam sayılarla toplama, çıkarma, çarpma ve bölme, kesirli sayılar ve bu sayılarla toplama, çıkarma, çarpma ve bölme, tam ve kesirli köklü sayılar ve işlemleri, irrasyonel köklerle işlemler, çift yanlış hesabı, cebirsel ifadelerle işlemler, altı temel denklem türü ve çözüm yöntemleri, çeşitli denklem ve problem örnekleri şeklinde sıralanabilir.

Eserde dikkati çeken başlıca iki husustan ilki, eserin sözel anlatım yerine neredeyse tamamen cebirsel notasyonla inşa edilmesidir. Ems̱ile’nin üzerine kurulduğu iki eserden biri olan Telḫîṣ’in Mağrib matematik geleneğinin en yaygın ürünü olması gibi eserde kullanılan cebirsel notasyonun aynı geleneğin izini takip etmesi de rastlantı olmayıp Şekerzâde’nin ve hatta hocası Mustafa Sıdkı’nın beslendiği kökenlere işaret eder. Eserde dikkat çeken ikinci husus ise kaynaklarının zenginliğidir. Atıf sayısı bakımından Mağrib kökenli eserler öne geçse de kaynak sayısına bakıldığında Mağrib, Meşriḳ ve Mısır matematik geleneklerinin dengeli bir uyumu görülür. Atıf sayısına göre sırasıyla Abdülazîz b. Ali b. Dâvûd el-Hevvârî’nin el-Lübâb fî şerḥi’t-Telḫîṣ’i, Sıbtu’l-Mardînî’nin el-Ḳavlü’l-muḍîʿ fî şerḥi’l-Mukniʿi, İbn Heydûr et-Tâdilî’nin et-Temḥîṣ fî şerḥi’t-Telḫîṣ’i, Kalesâdî’nin Şerḥu’t-Telḫîṣ’i, İbnü’l-Mecdî’nin Ḥâvi’l-lübâb fî şerḥi Telḫîṣi aʿmâli’l-ḥisâb’ı, İbnü’l-Hâim’in Şerḥu’l-Urcûzeti’l-Yâsemîniyye fi’l-cebr ve’l-muḳābele’si (Şerḥu’l-Yâsemînî) ve Bahâeddin el-Âmilî’nin Ḫulâṣatü’l-ḥisâb’ı ile nisbeten daha az tanınan diğer altı eser Şekerzâde’nin başlıca kaynaklarıdır.

2. Kenzü’d-deḳāʾiḳ. Çarpma ve bölme cetvellerini konu edinen bu Arapça risâlenin girişinde Şekerzâde, hocası Mustafa Sıdkı’nın himmetiyle risâleyi yazdığını, önemine binaen her problemi sağlama (imtihan) yöntemiyle ele aldığını, konusunun cebir açısından çok hassas olması sebebiyle de eseri Kenzü’d-deḳāʾiḳ (incelikler hazinesi) diye adlandırdığını belirtir. Bir mukaddime, iki bab ve hâtimeden oluşan eserin mukaddimesinde konu ile ilgili temel terimlerin açıklaması yer alır, ilk babda da cebirsel terimlerin (x, x2, x3, x4 ..., 1/x, 1/x2, 1/x3...) çarpımları ve sonuçlarının sağlaması yapılır. İkinci babda yine cebirsel terimlerin bölünmesi ve sonuçlarının sağlaması, ardından da hâtimede cebirsel terimlerin kareköklerinin alınması işlemleri örneklerle ele alınır. Risâlenin sonunda telif tarihi bulunmamakla birlikte Şekerzâde’nin eserin girişinde hocasından merhum diye bahsetmemesi 1183’ten (1769) önce yazıldığını göstermektedir. Eserin bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Reşid Efendi, nr. 989/16, vr. 50b-56a).

3. Maksadeyn fî halli’n-nisbeteyn. Logaritma ve bunun astronomi hesaplarındaki kullanımını ele alan bu Türkçe risâlenin girişinde Feyzullah Sermed, bir Macar (Üngürüs) bilginin hendesî şekillerin incelikleri ile hesap kurallarının doğruluğunu kullanarak icat ettiği logaritma cetvelinden de faydalanarak bir logaritma risâlesi hazırladığını belirtir. Bununla birlikte Macar bilginin sadece onluk tabanda bu cetvelleri oluşturduğunu, bizim ilim geleneğimizde ise altmışlık tabanın dakik işlem yapmada çok önemli bir yeri olduğu için kendisinin bunu da eklediğini ifade eder. Dolayısıyla Maksadeyn tercüme bir eser değil Osmanlılar’da logaritma alanındaki müstakil ilk telif çalışması olarak değerlendirilebilir.

Mukaddime, “maksad” adı verilen iki bölüm ve hâtimeden oluşan eserin ilk bölümünde çarpma, karesini alma, bölme, karekök alma konuları çeşitli başlıklar altında incelenirken ikinci maksadda ise ilk maksadda matematiksel alt yapısı anlatılan logaritma işleminin çeşitli astronomi hesaplarında nasıl uygulanacağı on beş bab altında ele alınmıştır.

Söz konusu risâlenin bazı nüshaları Süleymaniye (Yazma Bağışlar, nr. 4104/1; Giresun Yazmaları, nr. 177), İstanbul Arkeoloji Müzeleri (Arkeoloji Yazmaları, nr. 538/1) ve Kandilli Rasathânesi (nr. 209) kütüphanelerinde bulunmaktadır. Eserin müsvedde halindeki müellif nüshası İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı’nda (Muallim Cevdet, nr. K. 78) kayıtlı olup telif tarihi 16 Receb 1194’tür (18 Temmuz 1780).

4. Dîvan. İki tanesi Türkiye dışında olmak üzere beş nüshası günümüze ulaşan Dîvan sekiz kaside, altı tahmis, iki terciibend, elli üç tarih manzumesi, 128 gazel, dört şarkı, dokuz muamma, bir lugaz, beş kıta, dört matla‘ ve bir mesneviden oluşur. Dîvan’da yer alan gazellerde muhtemelen dönemin Türkçecilik akımının etkisiyle sade bir dil tercih edildiği görülür. Eserin Topkapı Sarayı Müzesi (Hazine, nr. 890) ve Türk Dil Kurumu (nr. A 378) kütüphanelerinde bulunan iki yazma nüshası esas alınarak bir yüksek lisans tezi neşre hazırlanmıştır (bk. bibl.).

Kataloglarda Şekerzâde’nin Ezher Kütüphanesi’nde (Halîm Paşa, Genel nr. 34496/1) el-Yevâḳīt fî beyâni’l-mevâḳīt adlı “rub‘u’l-mukantarat” hakkında Arapça bir eseri daha bulunduğu kaydedilir.

İstinsah. Şekerzâde’nin telif eserleri kadar matematik ve astronomiye dair bazı eserleri istinsah etmesi de bir uzman elinden bu eserlerin güvenilir nüshalarına ulaşmayı sağlaması bakımından büyük önem taşımaktadır. Özellikle Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı mecmua (Yazma Bağışlar, nr. 1347) bu açıdan dikkate değer örnektir. On risâleyi ihtiva eden söz konusu mecmuanın tamamı Şekerzâde tarafından istinsah edilmiştir. Biri hariç diğerlerinin tamamında istinsah kaydı bulunmaktadır. 1174, 1175 ve 1179 gibi farklı istinsah tarihleri taşıyan bu eserler mecmuadaki sırasına göre şu şekildedir:

1. Ahmed b. Hüseyin el-Ahvâzî (IV./X. yüzyıl), Şerḥu’l-maḳāleti’l-ʿâşire min kitâbi Öḳlîdis (vr. 1b-13b).

2. İbnü’l-Hâim’in (ö. 815/1412) hevâî hesap hakkındaki el-Maʿûne adlı ansiklopedik eserinin karekök işlemlerine ağırlık verilen üçüncü kısmından yapılan seçmelerin bir araya getirildiği Hâʾülâʾi’ṣ-ṣafaḥât el-münteḫabe min metni’l-Maʿûne (vr. 14a-31b). Seçmelerin kim tarafından yapıldığına dair bilgi bulunmadığı gibi istinsah kaydı da yoktur. Ancak Şekerzâde’nin matematik eğitiminin bir parçası olarak bu metin üzerinde çalışmış ve tamamıyla kendi istinsahı olan metinlerden oluşan bu mecmuaya eklemiş olması ihtimali yüksektir.

3. Muhammed el-Gamrî el-Haysûbî’nin (XVIII. yüzyıl) çift yanlış hesabın on farklı teknik üzerinden özet bir şekilde gösterildiği Risâle fi’l-ḫaṭaʾeyn adlı bir varaklık risâlesi (vr. 32b-33a).

4. Muhammed el-Gamrî’nin çift yanlış hesabın “dört orantılı sayı” ve “kefeler” teknikleriyle ortaya konulduğu aynı başlıklı farklı bir risâlesi (vr. 33a-36b).

5. Muhammed el-Gamrî’nin Risâle fi’l-ḳısme bi’l-muḥâṣṣâ adlı üç varaklık eseri (vr. 37a-40a).

6. Muhammed el-Gamrî’nin Ḳurretü’l-ʿayneyn fî istiḫrâci’l-mâleyn el-mechûleyn adlı risâlesi (vr. 40b-42a). Risâlenin hâtimesindeki iki farklı istinsah kaydından ilkinde müellif hattından 1121’de adı verilmeyen bir müstensih tarafından, ikincisinde de yine adı verilmeyen bir müstensih tarafından diğer nüshalar gibi 1175 senesinde istinsah edildiği kaydedilmekte olup bu son istinsahın Şekerzâde’ye ait olması kuvvetle muhtemeldir.

7. İbnü’l-Hâim’in el-Ḥâvî fi’l-ḥisâb adlı muhtasar hesap risâlesi (vr. 43a-47b). Bu risâlede Şekerzâde’ye ait istinsah kaydı bulunmamakla birlikte kâğıt, mürekkep ve yazının niteliği diğer risâlelerle aynı elden çıktığını düşündürmektedir.

8. Kalesâdî’nin (ö. 891/1486) Buġyetü’ṭ-ṭâlibîn ʿalâ cüẕûri İbni’l-Yâsemîn adlı eseri (vr. 48a-54b). Şekerzâde, 1175’te istinsah ettiği nüshanın ferağ kaydında bu nüshayı hocası Mustafa Sıdkı’nın 1148’de istinsah ettiği nüshadan çoğalttığını belirtir. Hocasının nüshasında kayıtlı belâğ ve mukabele kaydında Gamrî’nin Mustafa Sıdkı’ya verdiği icâzetin de bir kopyasını (sûret) aynısıyla nakleder.

9. Risâle fî ʿilmi’l-cebr ve’l-muḳābele (vr. 55a-60a). Zahriyesinde eserin adı bu şekilde verilmekte ve müellifinin bilinmediği ifade edilmekte, hâtimede ise önce 1153 tarihli Mustafa Sıdkı’nın istinsah kaydı, hemen arkasından 1175 tarihli Şekerzâde’nin, hocasının nüshasından kopya ettiğine dair ferağ kaydı yer almaktadır. Bu risâleye ait bir nüshanın (Oxford Bodleian Library, MS, Greaves, nr. 3/3) Takıyyüddin er-Râsıd’a (ö. 993/1585) ait Kitâbü’n-Nisebi’l-müteşâkile fi’l-cebr ve’l-muḳābele adlı eser ile karşılaştırılması neticesinde aynı eser oldukları tesbit edilmiştir. Mustafa Sıdkı ve Şekerzâde’nin bu risâlenin Râsıd’a ait olduğunu bilmedikleri anlaşılmaktadır.

10. Ebü’l-Vefâ el-Bûzcânî’nin (ö. 388/988) sayılar teorisine dair el-Medḫalü’l-ḥıfẓî ilâ ṣınâʿati’l-aris̱mâṭîḳī adlı eseri (vr. 61a-63b).

Şekerzâde bu mecmuadan başka İbnü’l-Bennâ el-Merrâküşî’nin (ö. 721/1321) Telḫîṣu aʿmâli’l-ḥisâb adlı eserini de istinsah etmiştir. Bu eser, matematiğe dair kendi eserinin de yer aldığı mecmuanın (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3150/2) ilk risâlesi olup 1175 tarihlidir. Bu mecmuanın zahriyesinde yer alan Kuyucaklızâde Mehmed Âtıf Efendi’ye ait 1245 (1829-30) tarihli temellük kaydı da eser sürekliliğini göstermesi bakımından dikkate değerdir.


BİBLİYOGRAFYA

Şekerzâde Feyzullah Sermed, Ems̱iletü’t-Telḫîṣ li’bni’l-Bennâ ve’l-Ḥâvî li’bni’l-Hâʾim, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3150/2.

a.mlf., Kenzü’d-deḳāʾiḳ, Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 989/16.

a.mlf., Maksadeyn fî halli’n-nisbeteyn, İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet, nr. K. 78.

, s. 360-361, 419-420.

a.mlf., Mecelletü’n-niṣâb, Ankara 2000, vr. 252.

, s. 218-220.

Mehmed Süreyyâ, Sicill-i Osmanî (haz. Nuri Akbayar, s.nşr. Seyit Ali Kahraman), İstanbul 1996, II, 530.

, I, 824.

Emel Ergün, Sermed (Feyzullâh) Divânı: Edisyon-Kritik, İnceleme (yüksek lisans tezi, 2004), Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Mahdi Abdeljaouad, “Şeker-Zāde (m. 1787): Un témoignage tardif d’utilisation des symboles mathématiques maghrébins inventés au 12e siècle”, Actes du 10ème Colloque Maghrébin sur l’Histoire des Mathématiques Arabes (Tunis, 29-30-31 mai 2010), Tunis 2011, s. 7-32.

a.mlf. – Jeffrey Oaks, Al-Hawārī’ s Essential Commentary: Arabic Arithmetic in the Fourteenth Century, Berlin 2021.

Shady Eid, Hattat Şekerzade Mehmed Efendi (yüksek lisans tezi, 2014), Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, s. 6-15.

Muhittin Serin, Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar, İstanbul 2021, s. 175-177.

Atilla Polat, “Şekerzâde Feyzullah Sermed (1787)”, İslam Medeniyetinde Bilim Öncüleri: Matematik (ed. Ayşe Kökcü), İstanbul 2021, s. 188-190.

Muʿcemü’t-târîḫi’t-türâs̱i’l-İslâmî fî mektebâti’l-ʿâlem: el-Maḫṭûṭât ve’l-maṭbûʿât (haz. Ali Rıza Karabulut – Ahmet Turan Karabulut), Kayseri, ts. (Mektebe Yayınları), III, 2366-2367.

, IV, 2554.

İsmail Orman, “Şekerzâde Seyyid Feyzullah Sermed Efendi”, https://www.ketebe.org/sanatkar/sekerzade-seyyid-feyzullah-sermed-efendi-916 (erişim: 07 Haziran 2023).

Müberra Gürgendereli, “Sermed, Seyyid Feyzullâh Efendi”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, Ankara 2023, XVII, 209.

Fihrisü’l-mektebeti’l-Ezheriyye: Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-Mektebeti’l-Ezheriyye ilâ seneti 1367/1948, Kahire 1367/1948, VI, 323.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 38. cildinde, 488-489 numaralı sayfalarda yer almıştır. Maddenin ELİF BAGA tarafından kaleme alınan yeni dijital versiyonu 22.10.2025 tarihinde yayımlanmıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER