https://islamansiklopedisi.org.tr/sofyan
Kelimenin Arapça “mutasavvıf, tasavvuf ehli” anlamındaki sûfînin çoğulu sûfiyândan geldiği söylenir. Usule bu isim muhtemelen, dinî Türk mûsikisinin gerek cami gerekse tekke mûsikisi formları içerisinde yer alan ilâhilerin bestelenmesinde çokça kullanılmış olmasından verilmiştir. Dört zamanlı ve üç vuruşlu bir küçük usulün adı olan sofyan iki adet iki zamanın veya diğer bir ifadeyle iki nîm-sofyanın birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu sebeple de küçük usuller sınıfına dahil olmakla birlikte aynı zamanda birleşik bir usuldür. Bu usulün 4/2’lik, 4/4’lük ve 4/8’lik mertebeleri varsa da 4/4’lük mertebesi çok, 4/8’lik mertebesi az, 4/2’lik mertebesi ise çok az kullanılmıştır. 1. darbı kuvvetli, 2. darbı yarı kuvvetli, 3. darbı zayıf olan sofyan usulü peşrev, şarkı, türkü, bazı saz eserleri yanında büyük çoğunlukla ilâhi ve tevşîh gibi dinî formlarda tercih edilmiştir.
Santûrî Edhem Efendi’nin rast, şehnaz ve uşşak longaları; Şevki Bey’in, “Emel-i meyl-i vefâ sende de var bende de var” mısraıyla başlayan bayatî, Halit Lemi Atlı’nın, “Andıkça geçen günleri hasretle derinden” mısraıyla başlayan sultâniyegâh, Sadettin Kaynak’ın, “Derman kâr eylemez” mısraıyla başlayan segâh, Yesâri Âsım Arsoy’un, “Adalardan bir yâr gelir bizlere” mısraıyla başlayan hicaz şarkıları; “Akşam oldu yine bastı kareler” mısraıyla başlayan hüzzam türkü ve, “Çıkayım gideyim Urumeli’ne” mısraıyla başlayan hüseynî Rumeli türküsüyle Hâfız Post’un, “Çün sana gönlüm mübtelâ düştü” mısraıyla başlayan hüseynî ilâhisi; Buhûrîzâde Mustafa Itrî’nin, “Mefâtîhu’l-Hudâ oldu hilâlin yâ Resûlellah” mısraıyla başlayan rast tevşîhi; Hamâmîzâde İsmâil Dede Efendi’nin, “Aşkınla cihan beste” mısraıyla başlayan rast, Eyyûbî Mehmed Zekâi Dede’nin, “A sultanım sen var iken ya ben kime yalvarayım” mısraıyla başlayan acem-aşiran, “Mücrimleriz âsileriz yâ rabbi affeyle bizi” mısraıyla başlayan muhayyer-bûselik, “Rabbünallāhüllezî lâ ilâhe illâ hû” mısraıyla başlayan nevâ şuğulü; Sefer Dal’ın, “Tevhîd etsin dilimiz” mısraıyla başlayan hüseynî ilâhileri bu usulle ölçülmüş eserlerden bazılarıdır.
BİBLİYOGRAFYA
Kantemiroğlu, Kitâbu İlmi’l-mûsîkî alâ vechi’l-hurûfât: Mûsikîyi Harflerle Tesbît ve İcrâ İlminin Kitabı (nşr. Yalçın Tura), İstanbul 2001, I, 166-167.
Abdülbâki Nâsır Dede, Tedkîk ü Tahkîk (nşr. Yalçın Tura), İstanbul 2006, s. 69.
Tanbûrî Cemil Bey, Rehber-i Mûsikî, İstanbul 1321, s. 20, 41.
Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, İstanbul 1933-40, II, 9-12; IV, 280.
Rauf Yektâ, Türk Musikisi, s. 100.
Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsıkîsi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 69, 86-87.
İsmail Hakkı Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri Kudüm Velveleleri, İstanbul 2006, s. 617-618.
Sadettin Heper, “Türk Musikisinde Usuller”, MM, sy. 344 (1978), s. 10-11.