https://islamansiklopedisi.org.tr/varaka-b-nevfel
Hz. Muhammed, kendisine ilk vahiy geldiğinde bu olay hakkında konuşmak üzere Hz. Hatice ile birlikte (bazı rivayetlere göre Hz. Ebû Bekir’le birlikte, bk. İbn Asâkir, LXIII, 7) Varaka’yı ziyarete gittiği zaman o gözlerini kaybetmiş bir ihtiyar olduğuna göre muhtemelen VI. yüzyılın ilk yarısında doğmuştur. Benî Abdüluzzâ’ya mensup olan Varaka’nın soyu Kusay’da Resûl-i Ekrem’in soyu ile birleşir. Babası son Ficâr savaşında öldürülmüştü; annesi Hind bint Ebû Kebîr’dir. Varaka’nın Adî ve Safvân adında iki erkek kardeşi, Tevrat ile İncil’i okuyabildiği ve Hz. Muhammed’in babası Abdullah ile evlenmek istediği belirtilen Rukayye (Ümmü Kıtâl) adlı bir kız kardeşi vardı. Kendisinin Kutayle isimli bir kızının bulunduğu zikredilmekle birlikte (Muhammed Hamîdullah, İslâm Peygamberi, s. 48) nesli devam etmemiştir (İbn Asâkir, LXIII, 4). Varaka, yaşadığı olay hakkında ne düşündüğünü soran Hz. Peygamber’e kendisine gelen meleğin Hz. Mûsâ’ya (bazı rivayetlerde Hz. Îsâ’ya) gelen Nâmûs (Cebrâil veya Tevrat) olduğunu söylemiş ve ona yahudi ve hıristiyanlar tarafından beklenen son peygamber olduğunu bildirmiştir. Kavmi tarafından dışlanacağı zamana yetiştiği takdirde kendisine yardım edeceğini belirtmiş, ancak o günleri göremeden ölmüştür.
Varaka’nın dinî hayatına dair farklı görüşler vardır. Varaka, Câhiliye döneminde müşriklerin yaşayışından ve tapınmalarından hoşlanmayan Ubeydullah b. Cahş, Osman b. Huveyris ve Zeyd b. Amr ile birlikte yeni bir din arayışı içine girmiş, bu amaçla Suriye tarafına yaptıkları seyahat neticesinde Hıristiyanlığı seçmiştir. Ancak onun hangi din üzere öldüğü konusu ihtilâflıdır. Mekke’deki en meşhur hanîflerden olan Varaka bazı şiirlerinde kendisinin Zeyd b. Amr’ın inancına uyduğunu anlatmaktadır. Zeyd b. Amr’ın da, Suriye yolculuğu sonunda Yahudiliğe veya Hıristiyanlığa geçmek yerine İbrâhim’in dinine bağlı kalmayı tercih ettiği bilindiğine göre Varaka’nın da muvahhid olarak öldüğü ileri sürülebilir (M. Ebû Zehre, I, 309-310). Onun putlar adına kesilmiş kurban etlerini yemediği ve içki içmediği, putperestlikten Hıristiyanlığa geçtiği, okuma yazma bildiği, İncil’i okuyup onu Arapça veya İbrânîce yazdığı rivayet edilmektedir. Bu durumda kendisinin İncil’i Arapça’ya çevirdiğini düşünmek mümkündür. Ayrıca Varaka’da İncil’in bazı nüshalarının da bulunduğu zikredilmektedir (Muhammed Hamîdullah, İslâm Peygamberi, s. 514, 630). Bu bilgilerden hareketle bazı şarkiyatçılar Varaka’nın Ehl-i kitap kültüründen haberdar hıristiyan bir Arap bilgini ve Mekke’deki hıristiyanların lideri olduğunu, Hz. Muhammed’e birçok şey öğrettiğini iddia etmiş, dolayısıyla onun tebliğinde Hıristiyanlığın etkisinin bulunduğunu söylemiştir. Ancak ilk vahyin gelişinden hemen sonraki görüşmeleri dışında Hz. Peygamber’in Varaka ile münasebet kurduğuna dair bilgi yoktur. Bazı kaynaklarda Varaka’nın Hıristiyanlık’ta karar kıldığı, kutsal kitapları öğrendiği ve Ehl-i kitap ilmini elde ettiği zikredilmekteyse de (İbn İshak, s. 95) onun Mekke’de Hıristiyanlık’la ilgili herhangi bir faaliyet yaptığına dair bir rivayet de mevcut değildir. Bazı tarih kitaplarında Hz. Muhammed’in sütannesi Halîme tarafından Mekke’ye götürüldüğü sırada kaybolduğu, ancak aramalar sonunda Varaka’nın yanında bulunduğu, Hz. Hatice’nin Hz. Peygamber ile evlenme konusunda Varaka ile istişare ettiği, Resûlullah’ın Şam yolculuğu sırasında karşılaştığı rahip Bahîrâ’nın onun hakkındaki sözlerini, ayrıca iki meleğin onu gölgelediğine dair Meysere’den duyduklarını da Varaka’ya sorduğu nakledilmektedir. Ancak bu rivayetler, Resûl-i Ekrem’in Varaka’dan etkilendiği yolunda şarkiyatçılar tarafından ileri sürülen iddiayı doğrulayacak derecede aralarında bir ilişki bulunduğunu göstermez.
İslâm âlimleri Varaka’nın müslüman olup olmadığı hususunda da ihtilâf etmiştir. Süheylî, İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî, Nevevî, İbn Kayyim el-Cevziyye, İbnü’l-Irâkī ve Bikāî onun İslâm’ı benimsediği kanaatindedir. Hatta Bikāî, Varaka’nın ilk erkek sahâbî olduğuna dair Beẕlü’n-nuṣḥ ve’ş-şefeḳa li’t-taʿrîf bi-ṣuḥbeti’s-Seyyid Varaḳa adıyla bir eser telif etmiştir (nşr. Muhammed Nebîl Tarifî, Beyrut 2003; ayrıca bk. Abdülkādir el-Bağdâdî, III, 391). Ancak İbn Abdülber onu sahâbeden kabul etmediği için eserine almamış, İbn Hacer de Taberî, Ebü’l-Kāsım el-Begavî, İbn Kāni‘ ve İbnü’s-Seken’in Varaka’yı sahâbe arasında zikretmelerini tartışılır bulmuştur (el-İṣâbe, III, 633). Varaka, Hz. Peygamber’in vahiy aldığı ilk günlerde onun durumunu doğru teşhis etmekle birlikte muhtemelen yeni peygambere imanını açıkça ifade edecek bir tebliğ ortamı meydana gelmeden ölmüştür. Zira kendisinin Resûl-i Ekrem’in veya müslümanların yanında bulunduğuna, Müslümanlığını gösteren herhangi bir amel ortaya koyduğuna dair bir bilgiye rastlanmamıştır. Nitekim Resûlullah’ın, kendisine iman eden Varaka’yı cennette ipek elbiseler içinde gördüğünü söylediğine dair rivayetler zayıf kabul edilmiş (İbn Asâkir, LXIII, 7), Varaka da kendiliğinden tevhid inancına ulaştıkları için cennete gidecekleri kabul edilen fetret ehlinden sayılmıştır (DİA, XII, 475).
Varaka, bazı rivayetlere göre Hz. Peygamber’le görüşmesinden kısa bir süre sonra (muhtemelen fetret dönemi içinde) vefat etmiştir (Buhârî, “Bedʾü’l-vaḥy”, 1). İşkence altındaki Bilâl-i Habeşî’ye sabretmesi için telkinde bulunduğuna dair mürsel bir rivayeti kabul edenlere göre onun ölümü bi‘setin 4. yılında (614) gerçekleşmiştir (Uveyyid b. Ayyâd el-Mutrafî, s. 137). Aloys Sprenger, Varaka’nın peygamberliğin 6. yılında (616) öldüğünü söylerken Muhammed Hamîdullah, kaynak vermeden onun bazı yağmacı haydutlar tarafından hicretin 2. yılında (624) Suriye’de öldürüldüğü hakkındaki rivayetlerden söz etmiştir (JPHS, VI/2 [1958], s. 103). Kaynaklarda din ve ahlâk konularını işlediği birçok şiiri nakledilen Varaka’nın bu şiirleri derlenmiştir (Eyhem Abbas Hammûdî el-Kaysî, bk. bibl.).
BİBLİYOGRAFYA
İbn İshak, es-Sîre, s. 95.
Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muṣannef (nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî), Beyrut 1970, V, 322-324.
İbn Hişâm, es-Sîre, I, 167, 191-192, 223, 238.
İbn Ebû Şeybe, el-Muṣannef (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1409/1989, VII, 329-330.
İbn Kuteybe, el-Maʿârif (Ukkâşe), s. 59, 245.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), II, 243-244, 299-302.
İbn Kāni‘, Muʿcemü’ṣ-ṣaḥâbe (nşr. Hamdî ed-Demirdâş Muhammed), Mekke 1418/1998, XIV, 5222-5224.
İbn Asâkir, Târîḫu Dımaşḳ, LXIII, 3-28.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, V, 447-448.
İbn Seyyidünnâs, Mineḥu’l-midaḥ (nşr. İffet Visâl Hamza), Dımaşk 1407/1987, s. 327-331.
Zehebî, Târîḫu’l-İslâm: es-Sîretü’n-nebeviyye, I, 89-91, 118-119, 124, 132.
İbn Hacer, el-İṣâbe, III, 633-635.
Abdülkādir el-Bağdâdî, Ḫizânetü’l-edeb, III, 391.
M. Ebû Zehre, Ḫâtemü’n-nebiyyîn, Kahire, ts. (Dârü’l-fikri’l-Arabî), I, 309-310.
U. Rubin, The Eye of the Beholder: The Life of Muhammad as Viewed by the Early Muslims, Princeton 1995, s. 103-112.
Uveyyid b. Ayyâd el-Mutrafî, Varaḳa b. Nevfel fî buṭnâni’l-cenne, Mekke 1996, s. 137-139.
Muhammed Hamîdullah, İslâm Peygamberi (trc. Mehmet Yazgan), İstanbul 2004, s. 48, 82, 87, 514, 630.
a.mlf., “Two Christians of Pre-Islamic Mecca: Uthman ibn al-Huwairith and Waraqah ibn Navfal”, JPHS, VI/2 (1958), s. 97-103.
Eyhem Abbas Hammûdî el-Kaysî, “Varaḳa b. Nevfel ḥayâtühû ve şiʿruh”, el-Mevrid, XVII/2, Bağdad 1988, s. 168-192.
C. F. Robinson, “Waraḳa b. Nawfal”, EI2 (İng.), XI, 142-143.
Metin Yurdagür, “Fetret”, DİA, XII, 475.