https://islamansiklopedisi.org.tr/zerka-ahmed-muhammed
1285 (1869) yılında Halep’te doğdu. Hanefî fıkhında otorite kabul edilen babası Muhammed b. Osman ez-Zerkā’nın tedris faaliyetleri ve çevresinde oluşan ilmî atmosfer içerisinde yetişti. Muhammed el-Haccâr’ın yanında Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi ve ondan tecvid dersleri aldı. Halep’teki vakıf mekteplerinde ve camilerdeki ders halkalarında tefsir, hadis, fıkıh, fıkıh usulü, nahiv, tarih ve mantık gibi ilimleri okudu. Küçük yaşta, ileri düzeyde ilmî seviyeye sahip kişilerin katıldığı babasının derslerine devam etmeye başladı. Babasının Şâbâniye Medresesi, Câmiu’l-kebîr ve Âl-i Emîrî (Câmiu’l-hayr) camilerindeki ders halkalarında otuz yıldan fazla bir süreyle fıkıh, fıkıh usulü, tefsir ve hadis dersleri aldı, özellikle fıkıh alanında yetişti. Başta Kâsânî’nin Bedâʾiʿu’ṣ-ṣanâʾiʿi, Zeylaî’nin Tebyînü’l-ḥaḳāʾiḳ’i, İbn Nüceym’in el-Eşbâh ve’n-neẓâʾir’i, İbn Âbidîn’in Reddü’l-muḥtâr’ı olmak üzere Hanefî fıkhına dair birçok kitabı babasından okudu; bu eserlerde geçen meseleleri ve delillerini onunla müzakere etti. Dinî ilimlere vukufunun yanında tarihe, Arap dili ve edebiyatına olan ilgisi, eski kaynaklarda zikredilen görüşlerin arka planında yer alan tarihî mâlûmatı tesbit etmesi ve eserlerdeki dil inceliklerine nüfuz etmesi bakımından yararlı oldu. Yaşı ilerleyen babasının ders halkalarını devam ettirdi, bilhassa fıkıh derslerini titizlikle sürdürdü. I. Dünya Savaşı’nda Suriye’nin Fransızlar tarafından işgalinden sonra Halep’te İslâm Evkaf Müdürlüğü’ne bağlı olarak düzenli ders verilen Medresetü Hüsreviyye adlı şer‘î bir mektep kuruldu. Suriye’de birçok âlimin yetiştiği bu okulda Ahmed ez-Zerkā, Hanefî fıkhını öğretiyordu. Bu görev süresince yaklaşık yirmi yıl Mecelle’nin küllî kaidelerini okuttu. Hayatının sonuna kadar müderrislik yapan Zerkā 1938 yılının yazında Halep’te vefat etti.
Ahmed ez-Zerkā teliften çok öğretimle ilgilenmiş, birçok öğrenci yetiştirmiş, Halep’teki Câmiu’l-kebîr’de halkın da katıldığı derslerinde insanların ihtiyaç duyduğu fıkhî meseleleri anlatmıştır. Otuz yılı aşkın müderrisliği süresince dönemin ünlü fakihlerinin de aralarında bulunduğu birçok âlim yetiştirmiştir. Bunların başında oğlu Mustafa Ahmed ez-Zerkā, Abdülfettâh Ebû Gudde, Ma‘rûf ed-Devâlîbî, Muhammed Hâmid el-Hamevî, Subhî es-Sabbâğ, İbrâhim Muhammed Selkīnî, Muhammed Necîb Hayyâte, Ömer Hayyâte, Muhammed Nâcî Ebû Sâlih, Muhammed el-Mellâh, Halep müftüsü Muhammed el-Hakîm, Abdülvehhâb Sükker, Ömer Bahâeddin el-Emîrî, Abdülvehhâb es-Sibâî gibi isimler gelmektedir. Zerkā, çeşitli ilim dallarına ait yaklaşık 1000 eserin yazma nüshalarının da bulunduğu zengin bir kütüphaneye sahipti. Yerli ve yabancı yazma eser meraklılarının dikkatini çeken kütüphanesi kısa zamanda tanınmış, kütüphaneyi çok yüksek fiyatla satın almak isteyenlerin tekliflerini geri çevirmiş, daha sonra güvenli bir şekilde korunamayacağını düşündüğü koleksiyonunu İskenderiye Kütüphanesi’ne çok az bir fiyatla satmıştır.
Zerkā’nın tek eseri, Hüsreviyye Medresesi’ndeki vazifesi süresince verdiği dersler sırasında Mecelle’deki doksan dokuz küllî kaideye dair yazdığı Şerḥu’l-ḳavâʿidi’l-fıḳhiyye’dir (nşr. Abdüssettâr Ebû Gudde, Beyrut 1403/1983; Dımaşk 1409/1989, 1414/1993, 1996, 1998, 1422/2001, 2007, 2011, 2012). Müellifin oğlu Mustafa Ahmed ez-Zerkā eserin ikinci baskısını gözden geçirmiş, ilk baskıda olduğu gibi bir takdim yazmış, ayrıca kendisine ait el-Medḫalü’l-fıḳhiyyü’l-ʿâm’da yer alan küllî kaidelerle ilgili bölümün giriş kısmını eklemiştir. Eserde kavaid literatürü başta olmak üzere Hanefî fıkhının altmış civarında kaynağından ve fetva kitabından yararlanılmış, alıntı cümle ve hükümlerden sonra kaynaklar gösterilmiştir. Zerkā, eserinde incelediği kaideyle ilgili genel bilginin ardından klasik fıkıh kaynaklarında söz konusu kaidenin uygulama alanıyla ilgili örnekler vermiş, istisnaları zikretmiş, kaidenin yorumuyla ilgili uzun tahliller yapmıştır. Aktardığı kaidelerde geçen bazı terimleri açıklamış, çeşitli akidlerin tanımını yapmış, benzer kavramlar arasındaki ilişkileri/farkları ele almıştır. Bu arada Mecelle’ye ve şerhlerine çeşitli eleştiriler yöneltmiştir (meselâ bk. Şerḥu’l-ḳavâʿidi’l-fıḳhiyye, s. 11, 28). Bu eleştiriler daha çok mezhep içi tutarlılık, müftâ bih olan görüşe muhalefet ve kaynaklarda geçen bilgilerin sağlıklı şekilde aktarılmayıp yanlış yorumlanması gibi alanlarda yoğunlaşmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
Ahmed b. Muhammed ez-Zerkā, Şerḥu’l-ḳavâʿidi’l-fıḳhiyye (nşr. Abdüssettâr Ebû Gudde), Beyrut 1403/1983, ayrıca bk. Mustafa Ahmed ez-Zerkā ve Abdülfettâh Ebû Gudde’nin takdimi, s. 5-24.
M. Râgıb et-Tabbâh, İʿlâmü’n-nübelâʾ bi-târîḫi Ḥalebi’ş-şehbâʾ, Halep 1408/1988, VII, 629-638.
Abdülfettâh Ebû Gudde, Terâcimü sittetin min fuḳahâʾi’l-ʿâlemi’l-İslâmî fi’l-ḳarni’r-râbiʿ ʿaşer ve âs̱âruhümü’l-fıḳhiyye, Halep 1417/1997, s. 83-109.
Lemyâ’ el-Câsir, Medârisü Ḥaleb el-es̱eriyye, târîḫuhâ ve ʿimâratühâ, Halep 1421/2000, s. 344-366, 380-393.
M. Adnân Kâtibî, Târîḫu’l-iftâʾ fî Ḥalebi’ş-şehbâʾ, Halep 1424/2003, s. 48, 235, 257, 279, 284, 292.
Necmettin Kızılkaya, “Şam Fakihi Ahmed ez-Zerkâ’ (1869-1938)”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 6, Konya 2005, s. 205-210.