https://islamansiklopedisi.org.tr/alkame-b-ulase
Âmir b. Sa‘saa kabilesinin Kilâb boyuna mensuptur. Câhiliye devrinde kabilesi arasında büyük bir nüfuz ve itibara sahipti. Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra ve Mekke’nin fethinden önce Medine’ye giderek Hz. Peygamber’le görüştü ve kabilesi adına ona biat etti. Müellefe-i kulûbdan olduğu, Hz. Peygamber’in aynı durumdaki diğer sahâbîlerle birlikte ganimetten ona da önemli paylar ayırdığı kaynaklarda zikredilir. Alkame, Tâif halkının müslüman oluşundan kısa bir süre sonra irtidad ederek Şam’a gitti. Hz. Peygamber’in ölümü üzerine çıkan karışıklıktan faydalanarak Kilâboğulları arasına döndü ve onları teşkilâtlandırmak istedi, fakat Hz. Ebû Bekir’in bölgeye Ka‘kā‘ b. Amr kumandasında bir askerî birlik göndermesi üzerine Suriye’ye kaçmak zorunda kaldı. Hz. Peygamber’in ölümünden sonra irtidad ettiği, hatta bu irtidad olayının Hz. Ömer devrinde meydana geldiği hakkında da bazı rivayetler vardır. Alkame’nin daha sonra tövbe ederek yeniden müslüman olduğu bilinmektedir. Nitekim Hz. Ömer onu Havran’a vali tayin etmiş, hayatının sonuna kadar da burada kalmıştır.
Alkame ile amcazadesi Âmir b. Tufeyl arasındaki üstünlük iddiası üzerine şair A‘şâ Meymûn’un Alkame aleyhine söylediği kaside, Câhiliye devri edebî mahsulleri arasında yer alır. İslâmiyet’in ilk yıllarında Alkame’nin Bizans imparatorunun huzurunda Resûl-i Ekrem hakkında iyi sözler söylemesi sebebiyle Hz. Peygamber onun aleyhindeki bu kasidenin rivayet edilmesini yasaklamıştı.
BİBLİYOGRAFYA
Buhârî, “Enbiyâʾ”, 6, “Meġāzî”, 61, “Tevḥîd”, 23.
Müslim, “Zekât”, 138, 143-146.
İbn Hişâm, es-Sîre, II, 586; IV, 495.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, I, 272, 311.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), III, 262.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, III, 126.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, IV, 86.
İbn Hacer, el-İṣâbe, II, 503-505.
Abdülkādir el-Bağdâdî, Ḫizânetü’l-edeb, I, 183-185; III, 80, 81, 388, 397-403, ayrıca bk. Fihrist.
Ziriklî, el-Aʿlâm, V, 48.