https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-abdurrahman-es-sulemi
Hz. Peygamber’in vefatından önce doğduğu bilinmektedir. Babası sahâbî olup kendisi Kûfeli tâbiîlerin ikinci tabakasında yer alır.
Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını Hz. Osman’dan dinlemiş, Kur’an’la ilgili sorularının devam etmesi sebebiyle Hz. Osman’ın ona, “Sen benim halkın işleriyle meşgul olmamı engelliyorsun, Zeyd b. Sâbit’e git” dediği için Zeyd’den ders almaya başlamış ve tam on üç yıl süre ile (veya on üç defa) Kur’an’ı ona arzetmiştir. Kur’an ve kıraat ilimlerinde ayrıca Hz. Ali, Übey b. Kâ‘b, Abdullah b. Mes‘ûd’dan faydalanmıştır. Zehebî, Şu‘be b. Haccâc’dan nakledilen ve onun Hz. Osman ve İbn Mes‘ûd’dan herhangi bir şey öğrenmediğini ifade eden rivayetin doğru olmadığını, Hz. Osman’dan naklettiği hadisin Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inde yer alması ve kıraate dair eserlerde kaydedilen bilgiler karşısında bu iddianın kabul görmediğini söylemiştir (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, IV, 269; Târîḫu’l-İslâm, s. 558).
Hz. Osman’ın mushaf nüshalarını çoğalttırmasından sonra Kûfe’ye gönderilen nüshaya uygun olarak bu şehirde Kur’an öğretimiyle görevlendirilen ilk âlim olduğu anlaşılan Ebû Abdurrahman (İbn Mücâhid, s. 68) Kûfe Mescidi’nde kırk yıl Kur’an dersleri vermiş, Hz. Peygamber’in, “Sizin en hayırlılarınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir” (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21) meâlindeki hadisini zikrederek kendisini çok uzun süre Kur’an öğretimine bağlayan gücün bu hadis olduğunu belirtmiştir. Oğluna Kur’an dersleri verdiği Amr b. Hureys’in gönderdiği hediyeleri derhal geri çevirerek Allah’ın kitabını ücretle okutmadığını söylemiş, yine Kur’an öğrettiği için kendisine bir yay (veya at) hediye etmek isteyen birinin hediyesini reddettikten sonra, “Bunu keşke sana Kur’an öğretmeden önce hediye etseydin” demiştir. Bazı kaynaklarda belirtildiğine göre (meselâ bk. İbnü’l-Cezerî, I, 413) camideki derslerine önce çarşı esnafından başladığına bakılırsa Hz. Hasan ve Hüseyin, kırâat-i seb‘a imamlarından Âsım b. Behdele, Yahyâ b. Vessâb, Şa‘bî, Atâ b. Sâib gibi önemli şahsiyetler yanında kendisinden binlerce kişi Kur’an ve kıraat ilimlerinde faydalanmış olmalıdır.
Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Hz. Ömer ve Hz. Osman başta olmak üzere Hz. Ali, Abdullah b. Mes‘ûd, Ebû Mûsâ el-Eş‘arî ve Ebû Hüreyre gibi sahâbîlerden hadis rivayet etmiş, bu rivayetlerin bir kısmı Kütüb-i Sitte’de yer almıştır. Kendisinden de İbrâhim en-Nehaî, Saîd b. Cübeyr, Alkame b. Mersed, Atâ b. Sâib vb. meşhur tâbiîler rivayette bulunmuşlardır. İbn Sa‘d, Nesâî, İbn Abdülber en-Nemerî ve Zehebî onu hadiste sika olarak kabul etmişlerdir.
Sıffîn Savaşı’nda Hz. Ali’nin yanında yer aldığı (İbn Hacer, V, 184) ve hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybettiği belirtilen Ebû Abdurrahman 73 (692) yılında Kûfe’de vefat etmiş olup bu tarih 70 (689), 72 (691), 74 (693) ve 85 (704) olarak da zikredilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21.
a.mlf., et-Târîḫu’l-kebîr, V, 72-73.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VI, 172-175.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, V, 37.
İbn Mücâhid, Kitâbü’s-Sebʿa (nşr. Şevkī Dayf), Kahire 1972, s. 68-69.
Ebû Nuaym, Ḥilye, IV, 191-195.
Hatîb, Târîḫu Baġdâd, IX, 430-431.
Zehebî, Maʿrifetü’l-ḳurrâʾ, I, 52-53.
a.mlf., Aʿlâmü’n-nübelâʾ, IV, 267-272.
a.mlf., Târîḫu’l-İslâm: sene 61-80, s. 556-558.
Safedî, Nektü’l-himyân (nşr. Ahmed Zekî Bek), Kahire 1329/1911, s. 178.
Fâsî, el-ʿİḳdü’s̱-s̱emîn, VIII, 6667.
İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, I, 413.
İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, V, 183-184.