https://islamansiklopedisi.org.tr/habis-b-sad
Adı Hâbis b. Rebîa olarak da kaydedilmekle birlikte İbn Hibbân, Hâbis b. Sa‘d ile Hâbis b. Rebîa’nın ayrı kişiler olduğunu belirtir (es̱-S̱iḳāt, III, 94-95). Dımaşklılar’ın Yemânî nisbesiyle andığı Hâbis’in sahâbî mi, yoksa muhadramûndan mı olduğu konusunda ihtilâf vardır. İbn Sa‘d ve Ebû Zür‘a onu Dımaşk’a yerleşen sahâbîler arasında saymaktadırlar. Zehebî, Mîzânü’l-iʿtidâl’de sahâbîleri zikretmemekle birlikte eserine Hâbis’i almış ve sahâbî olduğu konusundaki görüşün zayıflığını belirtmişse de (I, 428) el-Kâşif (I, 135) ve Tecrîdü esmâʾi’ṣ-ṣaḥâbe (I, 94) adlı kitaplarında onun sahâbî olduğunu söylemiştir. İbn Hacer, Hâbis’i el-İṣâbe’ye almakla beraber (I, 272), Taḳrîbü’t-Tehẕîb’de onun muhadramûndan olduğunu kaydetmiş (I, 137), Tehẕîbü’t-Tehẕîb’de de sahâbî olmadığı yönündeki kanaatini belirtmiştir (II, 127).
Hz. Ebû Bekir devrinde Medine’ye gelen Hâbis b. Sa‘d, yine onun hilâfeti zamanında Dımaşk’a gitti. Rivayete göre, Hz. Ömer Hâbis’i Humus kadılığına tayin etmek isteyince ona kadı olduğu zaman nasıl hüküm vereceğini sormuş, Hâbis ictihad edeceğini ve maiyetindekilerle istişarede bulunacağını söylemiş, Hz. Ömer de kendisini bu göreve tayin etmiştir. Ancak Hâbis Hz. Ömer’in yanından ayrıldıktan az sonra bir rüyasını anlatmak üzere geri dönmüş, rüyasında güneşin meleklerden meydana gelen büyük bir toplulukla birlikte doğudan, ayın da büyük bir yıldız topluluğuyla birlikte batıdan geldiğini söylemiştir. Hz. Ömer’in, kendisinin hangi grubun yanında yer aldığını sorması üzerine ay ile beraber olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine Hz. Ömer, “Sen silinip yok olanla berabersin” diyerek onu tayin etmekten vazgeçmiştir. Hâbis b. Sa‘d, Sıffîn Savaşı’nda Muâviye tarafında yer alarak Tay kabilesinin sancaktarlığını yapmış ve bu savaşta hayatını kaybetmiştir (Rebîülevvel 37 / Eylül 657).
Hâbis b. Sa‘d, Hz. Fâtıma ve Ebû Bekir’den hadis rivayet etmiş, kendisinden de Ebü’t-Tufeyl, Cübeyr b. Nüfeyr ve başkaları rivayette bulunmuştur. Dârekutnî’nin meçhul ve metrûk dediği Hâbis’in bir rivayeti Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde bulunmaktadır (IV, 105, 109).
BİBLİYOGRAFYA
Wensinck, el-Muʿcem, VIII, 51.
Müsned, IV, 105, 109.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VII, 431-432.
Buhârî, et-Târîḫu’l-kebîr, III, 108.
Dîneverî, el-Aḫbârü’ṭ-ṭıvâl, s. 171.
İbn A‘sem el-Kûfî, el-Fütûḥ, Beyrut 1406/1986, II, 397.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, III, 292.
İbn Hibbân, es̱-S̱iḳāt, III, 94-95.
Ebû Nuaym, Maʿrifetü’ṣ-ṣaḥâbe, TSMK, III. Ahmed, nr. 499, I, vr. 194a.
İbn Hazm, Cemhere, s. 403.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, I, 359-360.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, I, 375-376.
a.mlf., el-Kâmil, III, 325.
Zehebî, Mîzânü’l-iʿtidâl, I, 428.
a.mlf., el-Kâşif (Lecne), I, 135.
a.mlf., Tecrîdü esmâʾi’ṣ-ṣaḥâbe, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), I, 94.
İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 261.
İbn Hacer, el-İṣâbe, I, 272.
a.mlf., Taḳrîbü’t-Tehẕîb, I, 137.
a.mlf., Tehẕîbü’t-Tehẕîb, II, 127.
Vefâ Fehmî es-Sindyûnî, Şiʿru Ṭay ve aḫbâruhâ fi’l-Câhiliyye ve’l-İslâm, Riyad 1403/1983, II, 560-561.
Fahrettin Atar, İslâm Adliye Teşkilâtı, Ankara, ts. (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları), s. 69-70, 110, 149.