CÂİZ
Dinen veya hukuken yapılmasına izin verilen veya serbest olan fiilleri ifade eden bir terim.
ŞERİAT
İslâm’a ait dinî, ahlâkî ve hukukî hükümler bütünü anlamında bir terim.
SİYASET
İnsan topluluklarını yönetme sanatı.
BİD‘AT
Asr-ı saâdet’ten sonra ortaya çıkan, şer‘î bir delile dayanmayan inanç, ibadet, fikir ve davranışlar hakkında kullanılan bir terim.
DALÂLET
Haktan yüz çevirip bâtıla yönelme, ilâhî buyruklara aykırı davranma anlamına gelen bir terim.
EF‘ÂL-i MÜKELLEFÎN
Dinen yükümlü sayılan insanların davranışları ve bunlarla ilgili hükümler anlamında fıkıh terimi.
HELÂL
Yapılması dinen serbest olan fiil.
MUBAH
Fıkıh usulünde mükellefin yapıp yapmamakta şer‘an serbest bırakıldığı fiilleri, fıkıhta ibâha denen bazı yetki ve izinlerin konusunu yahut sonucunu belirtmek için kullanılan bir terim.
BUTLÂN
Bir ibadetin veya hukukî işlemin temeldeki bir eksiklik veya bozukluk sebebiyle hükümsüz olması mânasında kullanılan fıkıh terimi.
FESAD
Bir ibadetin veya hukukî işlemin, vasıf ve şartlarındaki eksiklik ve bozukluk sebebiyle hükümsüz olması anlamında fıkıh terimi.
RUHSAT
Bazı mazeretlerden dolayı aslî hükmün gereğine uymamayı meşrû hale getiren geçici hüküm.
BİAT
İslâm devletinde idare edenle idare edilenler arasında yapılan, seçim veya bağlılık karakteri taşıyan sosyopolitik akid.
DEVLET
Belli sınırlar içindeki insan topluluğuna ait siyasî hâkimiyetin teşkilâtlanmış şekli.
HİLÂFET
İslâm tarihinde devlet başkanlığı kurumu.
İMÂMET
Hz. Peygamber’in vefatından sonra İslâm toplumunun dinî ve siyasî liderliği görevi.
İTAAT
Meşrû emir ve isteklere uyma anlamında bir terim.
SİYER
Fıkıh kitaplarının devletler hukuku hükümlerini içeren bölümüne veya bu konuda yazılan kitaplara verilen ad.