https://islamansiklopedisi.org.tr/molla-abdulkerim-efendi
Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Taşköprizâde onun Mahmud Paşa ve Molla Ayas’la beraber küçükken esir alındığını, onlarla birlikte II. Murad’ın adamlarından Mehmed Ağa’nın himayesinde yetiştiğini belirtir. Mehmed Ağa bu üç çocuğu Edirne’ye getirmiş ve onlara bir hoca tayin edip eğitimlerini sağlamıştır (Mecdî, s. 176-177). Bazı araştırmalarda bu bilgiden hareketle Abdülkerim’in Sırp veya Hırvat asıllı olabileceği ihtimali üzerinde durulur (Danişmend, IV, 565). Âşık Çelebi, onun Dimetoka’da yetiştiğinden söz eder.
Taşköprizâde’ye göre Molla Abdülkerim medreseye devam ederek Ali et-Tûsî’den ve Sinân el-Acemî’den ders aldı, tahsilini tamamladıktan sonra bazı medreselerde müderrislik yaptı, İstanbul’un fethinin ardından Fâtih Külliyesi inşa edilinceye kadar kiliseden çevrilen medreselerden birinde müderrisliğe getirildi ve daha sonra Sahn-ı Semân’a müderris oldu. Ardından Hocazâde Muslihuddin Efendi’den boşalan kazaskerliğe tayin edildi. Bu makama geliş ve ayrılış tarihleri erken dönem kaynaklarında belirtilmemekte, Kâtib Çelebi’nin Takvîmü’t-tevârîh’inden itibaren bazı eserlerde verilmektedir. Fâtih Sultan Mehmed devri olaylarını etraflı şekilde anlatan Tursun Bey’in Târîh-i Ebülfeth’inde ve Kemalpaşazâde’nin Tevârîh-i Âl-i Osmân’ında onun bu göreve tayinine dair bilgi bulunmamaktadır. Mecdî, Molla Abdülkerim’in kazaskerlikten azledildikten sonra Fahreddîn-i Acemî’nin yerine 870’te (1465-66) müftülüğe getirildiğini ve II. Bayezid’in saltanatı sırasında vefat ettiğini yazarsa da bu görevinin ne kadar sürdüğü hakkında bilgi vermez. İsmail Hami Danişmend, “şeyhülislâmlığa” tayinini kaynak göstermeden yanlış olarak 893 (1488) diye vermekte, 900’de (1495) ölünceye kadar bu makamda kaldığını belirtmektedir. Kaynakların tahlilini yapan R. C. Repp ise Fahreddîn-i Acemî’nin ölümüne kadar (yaklaşık 873/1468-69) İstanbul veya Edirne müftülüğü yaptığını, daha sonra yerine geçen Molla Abdülkerim’in 878 (1473) yılına kadar bu görevi sürdürdüğünü tesbit etmiştir (The Müfti of Istanbul, s. 137). Bunun yanında pek çok kaynakta ölüm tarihi Receb 900 (Nisan 1495) şeklinde gösterilmekteyse de yine Repp, Ömer Lutfi Barkan’ın yayımladığı Edirne imaret ve dârülhadis bütçelerinde verilen resmî kayıtlara dayanarak onun Muharrem 895’te (Aralık 1489) vefat etmiş olabileceğini yazar. Molla Abdülkerim, Edirne’de Sultan Camii yakınında kendisinin yaptırdığı Mektephane avlusuna defnedilmiştir. Divan şairi Hayâlî-i Evvel onun oğludur. Mecdî, Molla Abdülkerim’in telifle uğraşmadığını, yalnız et-Telvîḥ’e bir hâşiye yazdığını belirtir ve onun iki ayrı hâşiyesinden daha söz eder. Ayrıca Taşköprizâde’den naklen Mahmud Paşa’nın kendisine karşı olan muhabbetini dile getiren bir anekdota yer verir.
BİBLİYOGRAFYA
Taşköprizâde, eş-Şeḳāʾiḳ, s. 97-98, 155-156.
Mahmûd b. Süleyman el-Kefevî, Ketâib, Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 690, vr. 379b-380a.
Mecdî, Şekāik Tercümesi, s. 176-178.
Meşâ‘irü’ş-şu‘ara (haz. Filiz Kılıç, doktora tezi, 1994), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 866.
Âlî Mustafa Efendi, Künhü’l-Aḫbār II: Fātiḥ Sulṭān Meḥmed Devri: 1451-1481 (haz. M. Hüdai Şentürk), Ankara 2003, s. 195.
Kâtib Çelebi, Takvîmü’t-tevârîh, İstanbul 1146, s. 186.
Devhatü’l-meşâyih, s. 12.
Sicill-i Osmânî, III, 351.
İlmiyye Salnâmesi, s. 336-338.
Danişmend, Kronoloji, IV, 565.
R. C. Repp, The Müfti of Istanbul: A Study in the Development of the Ottoman Learned Hierarchy, London 1986, s. 137, 150-154.
Ömer Lutfi Barkan, “Edirne ve Civarındaki Bazı İmâret Tesislerinin Yıllık Muhasebe Bilânçoları”, TTK Belgeler, I/1 (1964), s. 294, 316.
U. Heyd, “Some Aspects of the Ottoman Fetva”, BSOAS, XXXII (1969), s. 45-46.