https://islamansiklopedisi.org.tr/muaskeri
1150’de (1737) Cezayir’in Muasker şehri yakınlarındaki Kal‘atü Benî Râşid’de fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Kafasının büyüklüğünden dolayı “Ebû Re’s” lakabıyla anılır. Çocukluk yılları Kal‘atü Benî Râşid, Mettîce, Tunus, Mağrib-i Aksâ ve Mecâce’de geçti. Kur’an’ı ezberledikten sonra Muasker’e döndü ve dönemin âlimlerinden dinî ilimler okudu. Hocaları arasında Abdülkādir el-Müşrifî ve İbn Ammâr el-Cezâirî’nin adları anılmaktadır.
1204’te (1790) hacca giden Muaskerî Cezayir şehrine, Kostantîne, Tunus, Kahire ve Dımaşk’a uğrayarak ulemâ ile görüştü ve onların düşüncelerinden faydalandı. Murtazâ ez-Zebîdî, el-Emîrü’l-Kebîr ve diğer bazı âlimlerden icâzet aldı. Hac dönüşünde İspanyollar’ın Vehrân’ı işgal ettiğini ve bu sebeple cihad başlatıldığını duyunca doğrudan savaşa katıldı. ʿAcâʾibü’l-esfâr adlı kitabını bu savaşın etkisiyle yazdı. Savaşın ardından Muasker’e dönüp bir süre kadılık görevinde bulunduysa da daha sonra ayrılıp zamanını ders vermek ve kitap yazmakla geçirdi. 1801’de Mağrib’e giderek Sultan Mevlây Süleyman’ı ziyaret etti. Sultanın Fas’a yerleşmesi yolundaki teklifini kabul etmedi. O sırada Derkāviyye tarikatının Osmanlı yönetimine karşı başlattığı ayaklanmanın bastırılmasının ardından Muasker’e döndü. Bu ayaklanmanın Cezayir’de sebebiyet verdiği yokluk ve fakirlik esasen fakir olan Muaskerî’yi de etkiledi ve sağlığı bozuldu; bu durum onun ders vermesini engelledi. Ancak ilmî çalışmalarına devam etti ve 1226’da (1811) tekrar hacca giderken uğradığı yerlerdeki birçok âlimle görüştü. Bu arada Vehhâbî âlimleriyle karşılaşması ve onlarla ilmî tartışmalara girmesi haklarında önceden sahip olduğu olumlu düşünceyi değiştirdi; kendilerini sert bir şekilde eleştirerek Hâricî zihniyeti taşıdıklarını ileri sürdü. Hac dönüşünde Muasker’e yerleşti. 15 Şâban 1238’de (27 Nisan 1823) vefat etti.
Tarihçiliğinin yanında muhaddis ve fakih olarak da tanınan Muaskerî’nin halka açık derslerine zaman zaman sayısı yüzleri bulan öğrenci gruplarının katıldığı belirtilir. Yetiştirdiği çok sayıdaki talebe arasında Muhammed b. Ali es-Senûsî ve Emîr Abdülkādir el-Cezâirî en önde gelenlerdir. Birçok ilim dalında kitap ve risâle yazmakla beraber daha çok tarih ve ensâba dair telifleri vardır. Gezip dolaştığı yerlerle ve görüştüğü âlimlerle ilgili hâtıra, müşahede ve intibalarını da kitap haline getirmiştir. 130’dan fazla eseri olduğu söylenirse de bunların çoğu kayıptır.
Eserleri. Yahyâ Bû Azîz, Muaskerî’nin ölümünden üç hafta önce çalışmalarının listesini yaptığı Şemsü maʿârifi’t-tekâlîf fî esmâʾi mâ enʿamellāhu bihî ʿaleynâ mine’t-teʾlîf adıyla bir risâle yayımlamıştır. Listedeki eserlerin ancak bir kısmının günümüze ulaştığı bilinmektedir.
1. el-Ḥulelü’s-sündüsiyye fî şeʾni Vehrân ve’l-cezîreti’l-Endelüsiyye (el-ʿİlelü’s-sündüsiyye fîmâ cerâ bi-Vehrân ve’l-ʿudveti’l-Endelüsiyye). G. Faure Bigvet tarafından Fransızca’ya çevrilerek Arapça aslıyla birlikte yayımlanmıştır (Les vêtements de soie fine, Alger 1903).
2. ʿAcâʾibü’l-esfâr ve leṭâʾifü’l-aḫbâr. Eserin bir kısmı 1 Ocak 1881 tarihinden itibaren el-Mübeşşir gazetesinde neşredilmiştir.
3. Müʾnisü’l-aḥibbe fî aḫbâri Cerbe. 1884’te Fransızca’ya tercüme edilmiş ve daha sonra Muhammed el-Merzûkī tarafından yayımlanmıştır (Tunus 1960).
Sadece ismi bilinen eserleri arasında el-İṣâbe fî men ġaze’l-Maġribe mine’ṣ-ṣaḥâbe, Mecmaʿu’l-baḥreyn ve maṭlaʿu’l-bedreyn bi’t-tefrîd, el-Âyâtü’l-beyyinât, en-Nûrü’s-sârî, es-Seylü’l-faṣîḥu’l-cârî, en-Nebẕetü’l-münîḳa, Ẕeylü’l-Medârik, el-Cevherü’n-nefîs, el-Ḳavlü’l-ekmel, Zehretü’ş-şemârîḫ fî ʿilmi’t-tevârîḫ, Ẕeylü’l-Ḳırṭâs fî mülûki Benî Vaṭṭâs, el-Meslekü’l-merûm fî aḫbâri’t-Türk ve’r-Rûm, el-Cevher ve’l-ʿaraż fî vaṣfi’s-semâʾi ve’l-arż, en-Nüzhetü’l-emîriyye fî şerḥi’l-Maḳāmâti’l-Ḥarîriyye yer alır (eserlerinin tam listesi için bk. Yahyâ Bû Azîz, Aʿlâmü’l-fikr ve’s̱-s̱eḳāfe, III, 236-244).
BİBLİYOGRAFYA
Brockelmann, GAL, II, 654; Suppl., II, 880.
Abdüsselâm b. Abdülkādir İbn Sûde, Delîlü müʾerriḫi’l-Maġribi’l-aḳṣâ, Dârülbeyzâ 1960-65, I, 106, 114, 117, 151, 154, 155, 179; II, 299, 349, 383, 439, 441, 455.
Âdil Nüveyhiz, Muʿcemü aʿlâmi’l-Cezâʾir, Beyrut 1400/1980, s. 306-307.
Abdurrahman b. Muhammed el-Cîlâlî, Târîḫu’l-Cezâʾiri’l-ʿâm, Beyrut 1400/1980, III, 569-576.
Hifnâvî, Taʿrîfü’l-ḫalef bi-ricâli’s-selef, Beyrut 1402/1982, II, 341-342.
Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 150-152.
Ebü’l-Kāsım Muhammed Kirrû, Müstedrekü’l-fehresi’t-târîḫ li’l-müʾellefâti’t-Tûnisiyye, Beyrut 1988, s. 78-80.
Ebü’l-Kāsım Sa‘dullah, Ebḥâs̱ ve ârâʾ fî târîḫi’l-Cezâʾir, Beyrut 1990, I, 83-103; II, 337-340.
a.mlf., Târîḫu’l-Cezâʾiri’s̱-s̱eḳāfî, Beyrut 1998, II, 376-381.
Ahmed Abdüsselâm, el-Müʾerriḫûne’t-Tûnisiyyûn (trc. Ahmed Abdüsselâm – Abdürrezzâk el-Huleyvî), Tunus 1993, s. 321-323.
Yahyâ Bû Azîz, Aʿlâmü’l-fikr ve’s̱-s̱eḳāfe fi’l-Cezâʾiri’l-maḥrûse, Beyrut 1995, II, 234-244.
a.mlf., “el-İntâcü’l-fikrî ve’l-edebî li’ş-şeyḫ Ebî Reʾs en-Nâṣır el-Muʿaskerî”, el-Mecelletü’t-târîḫiyyetü’l-Maġribiyye, XVI/53-54, Zağvân 1989, s. 245-253.