https://islamansiklopedisi.org.tr/saci-zekeriyya-b-yahya
220 (835) yılı civarında Basra’da doğduğu tahmin edilmektedir. Dabbe adlı atasına nisbeten Dabbî, ailece kereste ticaretiyle meşgul olmaları dolayısıyla Sâcî nisbeleriyle anılır. İlk eğitimini babasından aldıktan sonra ilmî seyahatlere başladı; Kûfe, Hicaz ve Mısır’ı dolaştı. Buralarda Ebü’r-Rebî‘ Süleyman b. Dâvûd ez-Zehrânî, Abdüla‘lâ b. Hammâd en-Nersî, Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, Hüdbe b. Hâlid el-Kaysî, Halîfe b. Hayyât, Muhammed b. Abdülmelik b. Ebü’ş-Şevârib el-Ümevî, Bündâr diye anılan Muhammed b. Beşşâr, Dâvûd ez-Zâhirî, Ebû Dâvûd es-Sicistânî gibi âlimlerden hadis dinledi. Bu arada fıkıhla ilgilendi ve Şâfiî âlimlerinden Müzenî ile Rebî‘ b. Süleyman el-Murâdî’nin etkisiyle bir Şâfiî âlimi olarak yetişti.
Hadis münekkitlerinin imam, hâfız, sika ve sebt gibi lafızlarla övdüğü Sâcî, Basra muhaddisi ve müftüsü diye tanındı. İbnü’l-Kattân el-Mağribî bazı kimselerin onu zayıf kabul ettiğini ileri sürmüşse de bu değerlendirme doğru bulunmamıştır (Zehebî, Mîzânü’l-iʿtidâl, II, 79). Sâcî seyahatlerini tamamladıktan sonra Basra’ya yerleşti ve hadis rivayet etmeye başladı. Kendisinden İbn Hibbân, Râmhürmüzî, Taberânî, İbnü’s-Sünnî, İbn Adî, Ebü’ş-Şeyh, Ebû Bekir el-İsmâilî ve Gıtrîfî gibi muhaddisler hadis nakletti. Önceleri bir Mu‘tezile âlimi iken Selef akîdesini benimseyen ve bu konuda derinleşen Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî, Selef âlimlerinin hadis anlayışı ile Allah’ın sıfatları ve diğer itikadî konulardaki görüşlerini Zekeriyyâ es-Sâcî’den almış, eserlerinde bu konuları işlerken ona dayanmıştır (Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, II, 709).
Sâcî, hadis rivayeti konusunda titiz davranan ve gördüğü yanlışları hemen düzeltmeye çalışan bir kişiliğe sahipti. Basra’da talebelerine ders verdiği sırada orada bulunan İbrâhim b. Muhammed b. Yahyâ b. Mende elindeki notlardan iki hadisi senediyle birlikte okudu, ancak hadis talebeleri senedin doğru olmadığını söyleyerek ona itiraz etti. Sâcî de sözü edilen hadislerin yanlış olduğunu gördü ve onları kimden aldığını sordu. İbrâhim b. Muhammed’in “Basralı biri” diye kapalı bir ifade kullanması üzerine Sâcî onu emniyet güçlerine teslim etmek istedi, ancak araya girenler yanlış bilgi ihtiva eden notların imha edilmesi şartıyla onu kurtardı (Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIV, 199). Basra’da vefat eden Sâcî’nin Yahyâ ve Ahmed adında iki oğlu olduğu bilinmektedir.
Eserleri. 1. Kitâbü’ḍ-Ḍuʿafâʾ ve’l-mensûbîn ile’l-bidʿati mine’l-muḥaddis̱în ve’l-ʿilel (eḍ-Ḍuʿafâʾ, el-ʿİlel, ʿİlelü’l-ḥadîs̱). Zayıf râvileri konu alan eserler arasında önemli bir yere sahip olan kitabın günümüze ulaştığına dair bilgi bulunmamaktadır. İbn Hazm el-Muḥallâ’da, Beyhakī es-Sünenü’l-kübrâ’da, Hatîb el-Bağdâdî Târîḫu Baġdâd’da ve İbn Adî el-Kâmil’de ondan alıntılar yapmıştır. Bu alıntılardan anlaşıldığına göre Sâcî eserini Basralılar, Kûfeliler, Şamlılar şeklinde bölgelere ayırıp nisbeleri esas alarak telif etmiş, eserde cerh ve ta‘dîl âlimlerinin görüşlerine, zayıf râvilerin rivayetlerine yer vermiş, kendileriyle görüştüğü râviler hakkında şahsî değerlendirmelerde bulunmuştur. İbn Hibbân el-Büstî’nin Kitâbü’l-Mecrûḥîn’i üzerine Dârekutnî tarafından yazılan Taʿlîḳāt’ı yayıma hazırlayan Halîl b. Muhammed el-Arabî (Kahire 1414/1994), Târîḫu Baġdâd ve el-Kâmil’de yer alan nakilleri “Nuḳūlât min Kitâbi’ḍ-Ḍuʿafâʾ li’s-Sâcî” adıyla dipnota koymuştur.
2. Uṣûlü’l-fıḳh. Fıkıh mezhepleri arasındaki ihtilâfları konu alan bu eserin bir nüshasına sahip olduğunu söyleyen Tâceddin es-Sübkî müellifin bu konuda önce hacimli bir kitap kaleme aldığını ve daha sonra bunu ihtisar ettiğini belirtmiştir (Ṭabaḳāt, III, 300). Sâcî’ye nisbet edilen İḫtilâfü’l-ʿulemâʾ, İḫtilâfü’l-fuḳahâʾ, İḫtilâfü’l-ḥadîs̱’in de bu eser olduğu tahmin edilmekte, Sâcî’nin Aḥkâmü’l-Ḳurʾân adlı bir eserinin daha olduğu bildirilmektedir.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, III, 601.
İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 266.
Dârekutnî, Taʿlîḳāt ʿale’l-Mecrûḥîn li’bn Ḥibbân el-Büstî (nşr. Halîl b. Muhammed el-Arabî), Kahire 1414/1994, neşredenin girişi, s. 27-33.
Şîrâzî, Ṭabaḳātü’l-fuḳahâʾ, s. 104.
İbn Hayr, Fehrese, s. 210.
İbnü’l-Esîr, el-Lübâb, II, 90, 261.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIV, 197-200.
a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, II, 709-710.
a.mlf., Mîzânü’l-iʿtidâl, II, 79.
Sübkî, Ṭabaḳāt (Tanâhî), III, 299-301.
İbn Kādî Şühbe, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyye, I, 94-95.
İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, II, 488-489.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 32.
İbnü’l-İmâd, Şeẕerât (Arnaût), IV, 36.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, IV, 184.
Necm Abdurrahman Halef, İstidrâkât ʿalâ Târîḫi’t-türâs̱i’l-ʿArabî, Cidde 1422, IV, 482.
M. Ebû Bekir b. Ali v.dğr., İstidrâkât ʿalâ Târîḫi’t-türâs̱i’l-ʿArabî, Cidde 1422, V, 214.