https://islamansiklopedisi.org.tr/said-b-mansur
137 (754) yılı civarında Horasan’ın Belh şehrinin Cûzcan kasabasında doğdu. Mekkî, Cûzcânî, Belhî, Mervezî, Tâlekānî ve Nîsâbûrî nisbeleriyle anılır. Türk veya Acem asıllı bir aileden geldiği tahmin edilmektedir. Talebesi Müslim b. Haccâc’ın onun hakkında “Bezzâz” lakabını kullanması kendisinin veya ailesinin kumaş ticaretiyle meşgul olduğunu düşündürmektedir. Küçük yaşta ailesiyle birlikte Belh’e göç etti ve öğrenimine burada başladı. Önce Horasan bölgesinin ilim merkezleri sayılan Nîşâbur, Merv ve Tâlekān gibi şehirleri dolaştı; buralardaki birçok âlimle görüşerek kendilerinden hadis dinledi. Daha sonra uzun bir ilim yolculuğuna çıktı; Irak, Cezîre, Humus, Şam, Filistin ve Mısır’ı dolaştı; ardından Hicaz’a geldi ve Mekke’ye yerleşti. 184 (800) yılında Medine’de bulunduğu ve burada Vekî‘ b. Cerrâh’ı yönetime karşı müdafaa ettiği dikkate alınırsa (Fesevî, I, 175-176) onun elli yaşlarına doğru ilmî seyahatlerini tamamladığı söylenebilir. İlmî seyahatleri esnasında Leys b. Sa‘d, Mâlik b. Enes, Hammâd b. Zeyd, Abdullah b. Mübârek, Cerîr b. Abdülhamîd, Hüşeym b. Beşîr, İsmâil b. Uleyye, Velîd b. Müslim, Abdullah b. Vehb el-Mısrî ve Süfyân b. Uyeyne gibi âlimlerden hadis dinledi. Ahmed b. Hanbel, Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, Muhammed b. Yahyâ ez-Zühlî, Müslim, Ebû Zür‘a er-Râzî, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Ebû Hâtim Muhammed b. İdrîs er-Râzî, Fesevî ve Ebû Zür‘a ed-Dımaşkī gibi âlimlere hocalık yaptı. Sa‘d b. Abdullah b. Abdülazîz Âl-i Humeyyid onun hocalarından 110 kişinin adını tesbit etmiş, râvisi ve talebesi olan doksan civarında isme işaret etmiştir (es-Sünen, neşredenin girişi, I, 68-77, 85-91). Gittiği yerlerde kurduğu ders halkalarına hemşerisi olan Horasanlılar’ın ve Iraklılar’ın daha çok rağbet ettiği nakledilmektedir (Fesevî, II, 179). İbn Sa‘d, Ebû Dâvûd ve Buhârî sekiz Abbâsî halifesi dönemini görmüş olan Saîd b. Mansûr’un Ramazan 227’de (Haziran-Temmuz 842) Mekke’de vefat ettiğini zikretmiş, 226 (840), 228 ve 229 (843) yıllarında vefat ettiğine dair görüşlere Mizzî, Zehebî ve İbn Hacer el-Askalânî karşı çıkmıştır. Ahmed ve Muhammed adlarında iki oğlu olup bunlardan Muhammed kendisinden rivayette bulunmuştur.
Kaynaklarda hâfız, imam, hüccet, mütkin, sebt, sika ve şeyhü’l-harem gibi ifadelerle nitelenen ve Kütüb-i Sitte’de rivayetlerine yer verilen Saîd b. Mansûr rivayetlerinde her zaman kendi kitabını esas alır ve kitabında başkalarının rivayetine muhalif bir farklılık görse bile ondan vazgeçmezdi (İbn Hacer el-Askalânî, IV, 79). Ahmed b. Hanbel kendisinden övgüyle bahsettikten sonra hadiste otorite olduğunu söylemiş, Mekke’de kimden hadis alınabileceğini soranlara onun ismini vermiştir (Fesevî, II, 178-179). Talebelerinden Ebû Hâtim er-Râzî hocasının hadis konusunda titiz, dikkatli ve güvenilir olduğunu bildirmiş, Harb el-Kirmânî de onun kendilerine ezberinden 10.000 kadar hadis yazdırdığını belirtmiştir (Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, X, 587). Müslim, bir hadisin sahih kabul edilmesi için üzerinde icmâ edilmesi gerektiğini ileri sürmüş, rivayete göre bu ifadesiyle Saîd b. Mansûr, Yahyâ b. Maîn, Osman b. Ebû Şeybe ve Ahmed b. Hanbel’in o hadisin sıhhatinde görüş birliği etmesini kastetmiştir (Tecrid Tercemesi, I, 221).
Eserleri. 1. es-Sünen. 219 (834) yılından sonra telif edilen ve bazı kaynaklarda el-Muṣannef diye anılan eserin kaybolduğu sanılırken III. cildine ait bir nüshasını Muhammed Hamîdullah tesbit etmiş (Köprülü Ktp., nr. 439) ve tanıtmıştır (“Eine Handschrift der Sunan von Saʿīd b. Manṣūr, des Lehrers von Muslim”, WI, VIII/1-2 [1962], s. 25-34). Eserin ferâiz ve cihad konularını ihtiva eden bu kısmı Habîbürrahman el-A‘zamî tarafından neşre hazırlanmış ve Muhammed Hamîdullah’ın giriş yazısıyla birlikte yayımlanmıştır (I-II, Malegaon 1387-1388/1967-1968; Bombay 1403; Beyrut 1405/1985). es-Sünen’in Abdürrezzâk b. Hemmâm ve Ebû Bekir İbn Ebû Şeybe’nin el-Muṣannef’leriyle benzerlik gösterdiği düşüncesinden hareketle Ali Akyüz, Saîd b. Mansûr’un Musannef’inin Yeniden İnşâsı adlı doktora tezinde (1992, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) eseri Muṣannef olarak isimlendirmiş ve değişik kaynaklarda Saîd b. Mansûr’dan nakledilen 286 rivayeti derleyerek eseri muhtemel kitap ve bab başlıklarına göre yeniden inşa etmeye çalışmıştır. Sa‘d b. Abdullah b. Abdülazîz Âl-i Humeyyid, Suudi Arabistan’da Muhammed b. Suûd es-Subeyhî adlı bir kişinin özel kütüphanesinde es-Sünen’in yaklaşık yarıdan sonraki kısmını içine alan 235 varaklık bir nüshasını bulmuş ve Habîbürrahman el-A‘zamî’nin yayımladığı kısımdan sonra gelen “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”ın tamamı ile tefsir kitabının Mâide sûresinin sonuna kadar olan kısmını tahkik ederek çalışmasını Muhammed b. Suûd Üniversitesi’ne doktora tezi olarak sunmuştur. Bu çalışma biri fihrist olmak üzere beş cilt halinde neşredilmiştir (Riyad 1414/1993). Eserin Almanya’da bulunduğu söylenen (es-Sünen, neşredenin girişi, I, 9) tam bir nüshası hakkında güvenilir bilgi yoktur.
2. Tefsîrü’l-Ḳurʾân. Kâtib Çelebi’nin işaret ettiği eserden Sa‘lebî’nin el-Keşf ve’l-beyân, Süyûtî’nin ed-Dürrü’l-mens̱ûr ve İbn Cerîr et-Taberî’nin Câmiʿu’l-beyân ʿan teʾvîli âyi’l-Ḳurʾân adlı tefsirlerinde nakiller bulunmaktadır. Eserin es-Sünen’in “Tefsîrü’l-Ḳurʾân” başlıklı kitabının ayrı bir rivayeti olduğu da zikredilmiştir.
3. es-Siyer (Zehebî, el-ʿİber, I, 314).
4. ez-Zühd (İbn Hayr, s. 271).
Fuat Sezgin tarafından Saîd b. Mansûr’a nisbet edilen Eḥâdîs̱ü’l-ʿavâlî adlı eserin (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmû‘, nr. 83/2, vr. 27-38) Ebû Nuaym el-İsfahânî’ye ait olduğunu Zehebî belirtmiş (Mîzânü’l-iʿtidâl, IV, 101), Tesmiyetü mâ intehâ ileynâ mine’r-ruvât ʿan Saʿîd b. Manṣûr ʿâliyen isimli cüzün (nşr. Abdullah b. Yûsuf el-Cüdey‘, Riyad 1409) yukarıdaki eser olduğu anlaşılmıştır (Akyüz, s. 54).
BİBLİYOGRAFYA
Saîd b. Mansûr, es-Sünen (nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî), Beyrut 1405/1985, neşredenin girişi, I, 3-24; a.e. (nşr. Sa‘d b. Abdullah b. Abdülazîz Âlü Humeyyid), Riyad 1414/1993, neşredenin girişi, I, 1-226.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, V, 502.
Buhârî, et-Târîḫu’l-kebîr, III, 516.
Müslim, el-Künâ ve’l-esmâʾ (nşr. Mutâ‘ et-Tarâbîşî), Dımaşk 1404/1984, s. 73.
Fesevî, el-Maʿrife ve’t-târîḫ, I, 175-176; II, 178-179, 186, 320.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, IV, 68.
İbn Hibbân, es̱-S̱iḳāt, VIII, 268-269.
İbn Asâkir, Târîḫu Dımaşḳ (Amrî), XXI, 303-309.
İbn Hayr, Fehrese, s. 135-136, 271.
Mizzî, Tehẕîbü’l-Kemâl, XI, 77-82.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, X, 586-590.
a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, II, 416-417.
a.mlf., Mîzânü’l-iʿtidâl, IV, 101.
a.mlf., el-ʿİber, I, 314.
İbn Hacer el-Askalânî, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, Beyrut 1404/1984, IV, 78-80.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 449.
Tecrid Tercemesi, I, 221.
Sezgin, GAS, I, 104.
Ali Akyüz, Saîd b. Mansûr’un Musannef’inin Yeniden İnşası, İstanbul 1997, s. 31-97.