https://islamansiklopedisi.org.tr/yusuf-el-kadi
208’de (823) doğdu. Aslen Basralı olup ataları Bağdat’a yerleşmişti. Hammâd b. Zeyd’in soyundan gelen ve II. (VIII.) yüzyılın ortalarından VI. (XII.) yüzyılın ortalarına kadar Mâlikî mezhebine mensup birçok fakih, muhaddis ve kadı yetiştiren Benî Hammâd (İbn Dirhem) sülâlesine mensuptur. Medine kadısı olan babası Ya‘kūb aynı zamanda Cehdamî diye bilinen Kadı İsmâil’in amcasıdır. Yûsuf küçük yaşta ilim meclislerine katıldı. Hocaları arasında Süleyman b. Harb, Amr b. Merzûk, Müsedded b. Müserhed, Muhammed b. Ebû Bekir el-Mukaddemî, Ali b. Medînî, Osman b. Ebû Şeybe, Şeybân b. Ferruh, kendisi vasıtasıyla Ebû Hanîfe’den hadis rivayet ettiği Abdullah b. Yezîd el-Adevî el-Mukrî, Ebü’l-Bahr Abdülvâhid b. Gıyâs el-Basrî gibi isimler yer alır. Ebû Amr İbnü’s-Semmâk, Taberânî, İbn Adî, Ebû Sehl İbn Ziyâd el-Kattân, Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Keysân en-Nahvî, Âcurrî ve Râmhürmüzî onun talebelerindendir.
“Sika, sâlih, afîf, emîn, sedîdü’l-ahkâm” gibi sıfatlarla anılan Yûsuf el-Kādî hisbe göreviyle vazifeye başladı. Abbâsî Halifesi Mu‘temid-Alellah’ın kardeşi Muvaffak’ın idareyi fiilen üstlendiği dönemde zekât âmili idi. 276’da (889) Muhammed b. Hammâd’ın vefatından sonra Basra kadısı oldu. Bu görevi sırasında Vâsıt kadılığı da onun uhdesine verildi. 277’de (890) Bağdat mezâlim mahkemelerinin başına getirildi. Cehdamî’nin vefatı üzerine (282/896) Doğu Bağdat kadılığına getirildi. Bu görevi sırasında diğer görevleri için yerine vekiller tayin etti. Vefatından bir yıl öncesine kadar Doğu Bağdat kadılığı devam etti. Muktedir-Billâh 296’da (908-909) yönetimi ele geçirince daha önce hilâfet mücadeleleri sırasında oğluyla birlikte İbnü’l-Mu‘tezz’i destekleyen Yûsuf’u kadılıktan azletti; o da son yıllarını evinde geçirdi. Hayır ehli, heybetli ve yakışıklı bir kimse olduğu kaydedilen Yûsuf el-Kādî 9 Ramazan 297’de (22 Mayıs 910) vefat etti ve Bağdat’taki evine defnedildi. Oğulları Fazl, İbrâhim, Muhammed ve Ahmed de hadis rivayet etmiş ve ilimle meşgul olmuşlardır.
Yûsuf el-Kādî 283 (896) yılından itibaren Bağdat’ın en büyük camisinde hadis rivayetinde bulunmuş, Mâlikî mezhebini çok iyi temsil etmiş ve yaşayışı ile herkesin takdirini kazanmıştır. Görevi sırasında idarecilere karşı tâviz vermez, kararlarında adaletten şaşmazdı. Minberlerden Muâviye b. Ebû Süfyân’a ve Ümeyyeoğulları’na lânet okunmasını emreden Mu‘tazıd-Billâh’ı bu kararından vazgeçirmiş, görevden alındıktan sonra kendisini tamamen eser yazmaya ve hadis rivayetine vermiştir. Döneminde Bağdat’ın en kıymetli isnadlarına sahip olduğu bildirilen Yûsuf el-Kādî, Taberânî, Ebû Avâne el-İsferâyînî, Ferrâ el-Begavî, Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, Ebû Nuaym el-İsfahânî ve Kudâî gibi muhaddislerin eserlerindeki isnadlarda yer almakta olup es-Sünen’i ve diğer eserlerinin muhtevası da bu müelliflerin kitaplarında muhafaza edilmiştir. “Sâhibü’t-tesânîf” olarak nitelenen Yûsuf el-Kādî’ye nisbet edilen eserler şunlardır: es-Sünen (Beyhakī ve Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin önemli kaynaklarından olan eseri pek çok muhaddis kendisinden rivayet etmiştir), Kitâbü’l-ʿİlm (Zehebî bu kitabı semâ yoluyla dinlediğini belirtmektedir, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIV, 86), Feżâʾilü ezvâci’n-nebî, Müsnedü Şuʿbe b. el-Ḥaccâc, Kitâbü’z-Zekât, Kitâbü’ṣ-Ṣıyâm, Kitâbü’d-Duʿâʾ.
BİBLİYOGRAFYA
Hatîb, Târîḫu Baġdâd, XIV, 310-312.
Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik (nşr. Abdülkādir es-Sahrâvî), Rabat 1403/1983, IV, 296-300.
İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam, VI, 96-97.
İbn Nukta, et-Taḳyîd li-maʿrifeti ruvâti’s-sünen ve’l-mesânîd (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1408/1988, s. 490-491.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIV, 85-87.
a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, II, 660.
İbn Hacer el-Askalânî, el-Muʿcemü’l-müfehres (nşr. M. Şekkûr el-Meyâdînî), Beyrut 1418/1988, s. 68.
Hüseyin b. Kāsım b. M. en-Nuaymî – Hamza b. Hüseyin b. Kāsım en-Nuaymî, İstidrâkât ʿalâ Târîḫi’t-türâs̱i’l-ʿArabî, Cidde 1422, VI, 263.
M. Ebû Bekir b. Ali v.dğr., İstidrâkât ʿalâ Târîḫi’t-türâs̱i’l-ʿArabî, Cidde 1422, V, 137.
Ch. Pellat, “Ibn Dirham”, EI2 Suppl. (İng.), s. 384-385.