Müellifin telif ettiği maddeler veya madde bölümleri
el-FERÂİZÜ’s-SİRÂCİYYEHanefî fakihi Muhammed b. Muhammed es-Secâvendî’nin (ö. 596/1200'den sonra) İslâm miras hukukuna dair eseri.
el-FETÂVA’l-VELVÂLİCİYYEEbü’l-Feth Abdürreşîd b. Ebû Hanîfe el-Velvâlicî’nin (ö. 540/1146’dan sonra) Hanefî fıkhına dair eseri.
FETVAHÂNEOsmanlı Devleti’nde meşihat makamı içerisinde fetva işlemlerini yürütmekle görevli birim.
GULÛLGanimet malına hıyanet etmek anlamında fıkıh terimi.
HASTek bir vaz‘ ile bir tek mânayı ifade etmek üzere konulmuş lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
HUDARÎMısırlı hukukçu ve tarihçi.
İBADET / 3. BölümKulun Allah’a karşı sevgi, saygı ve bağlılığını gösteren duygu, düşünce ve davranış biçimleri için kullanılan terim.
İKRARKendi aleyhine başkasına ait bir hakkı haber verme anlamında fıkıh terimi.
İSTİNBATNaslardan hüküm çıkarma anlamında fıkıh usulü terimi.
İSTİSNA / 2. Bölüm: FIKIHBir şeyi küllî hüküm veya kural dışında tutmak anlamı çerçevesinde Arap edebiyatı, fıkıh ve kelâm ilminde kullanılan bir terim.
İTİRAFKişinin kendi aleyhine başkasına ait bir hakkı haber vermesi, suçu kabul etmesi anlamında fıkıh terimi.
KUDÂME AİLESİXII-XVI. yüzyıllarda birçok ilim adamı yetiştiren Hanbelî mezhebine mensup bir aile.
el-MAHSÛLFahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1210) fıkıh usulüne dair eseri.
MÂNİ‘Şer‘î bir hükmün veya sebebinin gerçekleşmesini engelleyen vasıf ya da durum anlamında fıkıh usulü terimi.
MANTÛKSözde zikri geçen ve ifade edilen mâna anlamında usûl-i fıkıh terimi.
MECAZ / 2. Bölüm: FIKIHBir ilgi ve karîne ile gerçek anlamı dışında kullanılan kelime veya terkibi ifade eden belâgat terimi.
MEFHUMLafzın sözde zikri geçmeyen mânaya delâlet etmesini ifade eden usûl-i fıkıh terimi.
MEFSEDETŞer‘an yasak fiillerin içerdiği veya hakkında özel hüküm bulunmasa da dinin temel amaçlarını ihlâl eden zararlar ve kötülükler anlamında usûl-i fıkıh terimi.
MEKRUHŞâriin yapılmamasını kesin ve bağlayıcı olmayan bir tarzda istediği fiil anlamında usûl-i fıkıh terimi.
MENÂRÜ’l-ENVÂREbü’l-Berekât en-Nesefî’nin (ö. 710/1310) fıkıh usulüne dair eseri.
MENÂTHükmün kendisine bağlandığı vasıf, illet anlamında usûl-i fıkıh terimi.
MENDUPŞâriin yapılmasını kesin ve bağlayıcı olmayan bir tarzda istediği fiil anlamında usûl-i fıkıh terimi.
MEZHEP / 4. Bölüm: FIKIHDinin inanç esaslarını veya amelî hükümlerini anlama ve yorumlama konusunda kendine özgü yaklaşımlara sahip düşünce sistemi; bu yaklaşımlar etrafında meydana gelen ekolleşmenin ürünü olan ilmî ve fikrî birikim.
el-MUHTASARKudûrî’nin (ö. 428/1037) Hanefî fıkhına dair eseri.
el-MUHTASARİbnü’l-Hâcib’in (ö. 646/1249) fıkıh usulüne dair eseri.
el-MUKNİ‘Hanbelî fakihi Muvaffakuddin İbn Kudâme’nin (ö. 620/1223) fıkha dair eseri.
MUTLAKKayıtlanmamış lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
MÜCMELSözün sahibi tarafından bir açıklama yapılmadıkça kendisiyle neyin kastedildiği anlaşılmayan lafız mânasında usûl-i fıkıh terimi.
MÜEVVELZannî delile dayanılarak mânalarından biri tercih edilen müşterek lafız anlamında fıkıh usulü terimi.
MÜFESSERHükme açık biçimde delâlet eden, te’vil ve tahsis ihtimali taşımayan lafız anlamında usûl-i fıkıh terimi.
MÜŞKİLSîgasında bulunan kapalılıktan dolayı kendisiyle kastedilen mânanın başka deliller yardımıyla veya derinlemesine düşünme yoluyla anlaşılabildiği lafız anlamında usûl-i fıkıh terimi.
RAVZATÜ’n-NÂZIRMuvaffakuddin İbn Kudâme’nin (ö. 620/1223) fıkıh usulüne dair eseri.
SÜNNETFarz yahut vâcip derecesinde olmaksızın yapılması dinen istenen fiil anlamında fıkıh usulü terimi.
TAHSİSÂm bir lafızla, kapsadığı fertlerden bir kısmının kastedildiğinin bir delille açıklanması anlamında fıkıh usulü terimi.